Gurebahane-i Laklakan

Ahmet Haşim

En Eski Gurebahane-i Laklakan Gönderileri

En Eski Gurebahane-i Laklakan kitaplarını, en eski Gurebahane-i Laklakan sözleri ve alıntılarını, en eski Gurebahane-i Laklakan yazarlarını, en eski Gurebahane-i Laklakan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yeni Bina
Maziye ait şekillere fazla rağbetin şu ahlâkî fenalığı vardır ki yaşayanları hayatlarından zevk almaz bir hale getirdikten başka, gelecekten de ümidini keser. Arkaya baka baka, yere yuvarlanmaksızın, istenilen istikamette kaç adım gidilebilir? Ecdada hürmet, onları taklit etmekle değil, fakat azim, zekâ ve kabiliyette, onlardan hiç de aşağı olmadığımızı ve bize bıraktıkları şeref mirasını omzumuzda taşıyacak kuvvette olduğumuzu göstermekle mümkündür. Kasım veya Sinan’a hayran olmaktan başka yapacak bir hüneri olmayan bir mimar; Fuzulî, Bâkî veya Nedim’i taklit eden bir şair bu şanlı ecdat silsilesine torun olmaya lâyık değildir.
124 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Kitabımız fena değil. Aslında Yanlışlıkla bir deneme yazılmış desek yeridir. Hele ‘Yakından’ adlı bölümde yapılan bir Yakup Kadri düşmanlığı var ki, yazar Karaosmanoğulları (aile lakapları budur, soy isimlerinde de bu sebeple Karaosmanoğlu ismini almıştır) ailesine var gücüyle yükleniyor resmen. Sormazlar mı bu adam sana ne yaptı diye.  Geçen kitap için bir kadın erkek çatışması yaşadığından bahsetmiştim. Hiç özetlemeden onu da aktaracağım. Varın kararını siz verin dostlar. “İnsan cinsinde de, dişinin erkekten daha güzel olması için hiçbir sebep yoktur. Kadının süslenmeye muhtaç olması, saçlarını bir uzatıp bir kısaltması, hayvan kürklerine sarılması, yaratılıştan güzel olmadığının ve bunu kendisinin de bildiğinin kâfi bir delili değil midir? Erkek, suni süs vasıtalarına tenezzül etmez, zira erkek güzelliği buna muhtaç değildir.” Varın, kararı siz verin derim. Tam böyle hak veresim de geliyor ama emin olamıyorum. Acaba kişisel tercihleri nasıldı daha çok onu merak ediyorum diyebilirim. Bu arada asıl diyeceğimi unuttum. Şimdi aklıma geldi onu da ekleyelim. Kitabın adı nereden geliyor diye merak ederseniz Göçmen Kuşların bakım evlerine verilmiş bir isimdir. 19. yüzyılda kurulmuş dünyanın ilk hayvan hastanesidir aynı zamanda. Dönemini göze alınca oldukça büyük bir adım olduğunu da görmemek imkansız. Keyifli okumalar ve iyi günler diliyorum..
Gurebahane-i Laklakan
Gurebahane-i LaklakanAhmet Haşim · Zambak Yayınları · 20121,499 okunma
Reklam
"-Hıristiyan mezarlığının ağır sükutunda hissedilen adeta düşmanlıktır. Halbuki sizin mezarlıklarınızın havasında her türlü maddi endişelerin gerginliğinden kurtulmuş bir gülümseme dolaşır. Müslüman mezarlığında insan her ölü için durup ağlamak ister, o kadar her ölü munis ve cana yakındır. Mezarlıkları­nızı şehirlerin ortasında kurmakta da haklısınız. Bunlar öyle bahçelerdir ki ağaçlarının yetiştirdiği meyveler, yaşayanların tatması lazım gelen his ve fikir meyveleridir. Bahçeme mezarlık kokusunu neşredecek ağaçlar dikmekle baharını hazanla yumuşatmak ve ona her mevsim için ''fikir" in acı lezzetini vermek istedim."
Bu çamları sebepsiz bahçeme dikmedim. Türkçe ismini maalesef bilmediğim bu ağacı dönen mevleviye benzettiğim için severim. Bakınız bu çam, dönüş havasında açılmış bir mevlevi tennuresini andırmıyor mu? Bu çamlara baktıkça sanıyorum ki bahçem büyük bir semahanedir ve içinde nebati mevleviler yer yer, kendinden geçmiş, bülbüllerin ahengiyle dönüyor.
Haşim Bey bana laf mı vuruyorsunuz acaba?
Müslüman gününün başlangıcını şafağın parıltıları ve sonunu akşamın ışıkları tayin ederdi.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.