Güvenlikten Kaçış

Richard Bach
Tüm yıllar boyunca, bizi anlayacak birilerini, bizi olduğumuz gibi kabullenecek, taşı güneş ışığı kadar yumuşatacak sihirbaz gücüne sahip birilerini, bizi yargılar yerine mutluluğa götürecek, geceleyin ejderhalarımızla yüzleşebilecek, bizi olmayı tercih ettiğimiz kişiye dönüştürebilecek birilerini bulmak için bekledik, diye düşündüm... Daha dün, bu sihirli birini, aynada gördüğüm yüzde buldum... O, biz ve kendi el yapımı maskelerimiz.
Keder, kendi kendine acımaya yapılan bir pikedir. Kederlendiğim hiçbir zaman iyileşmedim, aksine kendimi üşümüş ve ıslanmış hissettim.
"Yeşil zamanlar! Ara sıra, her şeyin işlediğini anlıyordum; ben kimdim, niye bendim, neredeydim, neler olacaktı? Kelimelerle açıklayamazdım. Duygularımla anlıyordum. Bunun benim aradığım şey olduğunu ve var gibi görünmenin ortasında bu küçük gezegende olduğumu hissediyordum. Perdeyi çek ve işte evim, oraya giden sadece aklım ."
Doğru bulduğumuz şeyleri yaşarken, karımızı ya da kocamızı kaybetmek zorunda kalırsak, mutsuz bir evliliği de kaybeder, kendimizi kazanırız. Fakat eğer evlilik, zaten kendi kendini bulmuş iki insan arasında doğarsa, bu ne müthiş bir maceranın, fırtınaların ve her şeyin başlangıcı olur!
"Bana göre anlam, düşüncemizi, dolayısıyla bu yüzden yaşamımızı değiştiren herhangi bir şeydir."
"Dünyayı değiştirebiliyorken niye bırakalım? Görüntülerin karşısında yaşamın var olduğunu söylediğinde, büyüleyici Seçim'i kullandığında, sıkı bir çalışmayla geçen zamandan sonra yaşam değişir."
Ağlamak bir değer ifade etmiyordu. Duygular olayları değiştirmiyordu. Sorun bunu bilmekti.
"Mutluluk, bildiğimiz en yüksek doğrulara göre yaşadığımız için elde ettiğimiz bir ödüldür."
Katlanmak zorunda olmadığımız bir duruma katlanıyorsak, bunu budala olduğumuz için yapmıyoruz. Bu duruma katlanıyoruz, çünkü sadece bu durumun bize öğretebileceği dersi almak istiyoruz, onu özgürlüğün kendisinden daha çok istiyoruz.
Beni, sen ya da senin benim için yaptıkların değil, inançlarım mutlu eder. Ve inançlarımdan sorumlu olan kişi sen değilsin, benim.
Ağlamak bir değer ifade etmiyordu. Duygular, olayları değiştirmiyordu. Sorun bunu bilmekti.
İstemedikleri yaşamların tuzağına düşen durum kurbanları ile istedikleri zaman değiştirebilecekleri yaşamları yönlendiren seçim ustaları arasındaki fark nedir? "Kurbanlar çaresizdir, Ustalar değil"
Suçluluk duygusu, bir başkası uğruna, geçmişimizi, şu anımızı ya da geleceğimizi değiştirmenin yarattığı gerilimdir.
Resim