"Bana şu üzerinde durduğum dağ gibi bir iman ver, günahlarımı bağışla. Kıyamete kadar gelecek zürriyetimi imanla yaşat ve onların emanetini iman üzere al."
Dostlarla her şey konuşulmuyor, konuşulsa bile derine inilemiyor, inilse de bir ayrıntıya gelince yol mutlaka çatallaşıyor, orada herkes başka istikamete yürüyordu. İnceldikçe ayrılan, ayrıldıkça incelen ağaç dalları gibi.