Yoksul kadın ilk iskemlenin yanında diz çöktü, parmaklarını birleştirerek gözlerini yukarıya çevirdi, duayla birlikte ruhu kanatlanırken kıpırtısızca durdu.
Du Roy ilgiyle onu izliyordu; bu küçük yüreği hangi kederin, hangi ıstırabın, hangi umutsuzluğun perişan etmiş olabileceğini soruyordu kendine. Mutsuzluktan perişandı kadın, bu açıkça belliydi. Belki de dayaktan canını çıkaran bir kocası ya da ölüm döşeğinde yatan bir evladı vardı.
Zihninden, "Zavallı insanlar. Yine de tahammül ediyorlar." diye geçiriyordu. Acımasız doğaya karşı içinde bir öfke kabardı. Sonra, bu baldırı çıplakların hiç değilse yukarıdan kendileriyle ilgilenildiğine ve medeni durumlarının, borç ve alacak bilançosuyla birlikte gökyüzündeki sicil defterine kayıtlı olduğuna inandıklarını düşündü.
Sayfa 264 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Nefislerin birleşmesi kalplerin birleşmesine bir mühürdü sadece. Ama neredeyse her zaman ayrılıkları getiren hırpalayıcı kıskançlıklar, abartılı üzüntüler, kavgalar, acılar onda tiksinti uyandırıyordu.
Sayfa 82 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ukala bunlar azizim, kendileriyle bir şey konuşmak mümkün değil, bizim hoşumuza giden hiçbir konuyu konuşamayız onlarla. Zekâları çamura bulanmış, daha doğrusu çöplük haline gelmiş.