Bilgelik, yavanlığın karşıtlığıyla pırıldar; bilgi, cehaletin karşıtı olarak değerlidir; ışık, karanlığın karşısında güzelliktir ve övgüye layık her şey, ötekilerin değersizliğiyle değer kazanır.
Eskiler şu mantığı yürütmüşlerdi: doğada nasılsa, sanatta da öyle olmalıdır; oysa çoğu durumda doğa dört parçaya bölünmüştür. Dört o halde temel sayıdır. Dört sayısı ana yönlerin, ana rüzgârların, ayın safhalarının, mevsimlerin sayısıdır; dört Timaios’un ateş tetrahedronunu oluşturan sayıdır ve Âdem adı dört harfle yazılır. Öyleyse, kollarını açan bir adamın genişliği yüksekliğine eşit olduğundan; böylelikle tabanı ve yüksekliğiyle ideal kareyi meydana getirdiğinden, Vitruvius’un da düşündüğü gibi, insanın temel sayısı da dört olmalıdır.