' «Çok güzel... Anlat bakalım Lâle Devri’ni...»
«Lâle soğanının bir tanesi bir altına satılmaya başlamıştı o zamanlar...»
Kel Mahmut'un bugün keyfi yerindeydi:
«Belediye narh koymamış mı?»
«Belediye Başkanı yokmuş, o zamanlar!»
«Kim varmış ya!»
«Damat İbrahim Paşa! Lâle soğanının bir tanesi bir altına gidince.»
«Eee?»
«Bayağı soğanın da bir tanesi bir mecidiyeye yükselmiş !»
«Git, defol!» '