Etrafındakilerin dalkavuklukları onu öyle bir hale getirmişti ki çelişkilerini, yaptıklarının; söylediklerinin gerçeği, mantığa, sağduyuya nasıl aykırı olduğunu görmüyor; aksine yersiz, haksız, tutarsız olsa da verdiği emirleri uygun, adil ve tutarlı buluyordu.