Şâdî-i meclisiyân der kadem u makdem-i tust
Cây-i gam bâd meran dil ki nehâhed şâdet!
Meclistekilerin neşesi gelişinde, ayağında
Seni mutlu görmek istemeyen kurtulmasın gamdan!
Çi kıyâmet est cânâ ki be âşıkân numûdî
Dil u cân fedâ-yı rûyet benumâ izâr mâ râ
Ey sevgili! Kıyameti kopardın aşıkların başına.
Canım, gönlüm feda olsun yüzüne; gösteriver yanağını bana.
Ba sabâ hemrâh befrist ez ruhet guldesteî
Bû ki bûî beşnevîm ez hâk-i bustân-i şumâ
Yanağından bir destegül yap, gönder saba ile
Bahçendeki toprak kokusunu alırım böylelikle.
Ey sûret-i tu mulk-i cemâl u cemâl-i mulk
Vey tal'at-i tu cân-i cihân u cihân-i cân
Yüzün güzellik ülkesi, ülkenin güzelliği
Yüzünün parlaklığı cihanın canı, canın cihanı