Bediüzzaman Said-i Nursi, 1878 yılında Bitlis vilayetine bağlı Hizan ilçesi Nurs köyünde dünyaya gelmiştir. 15 yaşında medrese öğrencisi iken hocası tarafından verilen Bediüzzaman (zamanın eşsizi) lakaplı ismi ile birlikte anılmaktadır.
Çocukluğunda çevresindeki medreselerde eğitim görmüş, kendisinin hafızası nedeni ile önceleri "Molla Said-i Meşhur" diye tanınmıştır. Daha sonra Bediüzzaman ünvanı ile şöhret olmuştur.
1894 yılında Mardin'e geçen Bediüzzaman Said-i Nursi, oradan da Bitlis'e gitmiş, daha sonra Van'da 12 yıl kalmıştır. Van'da kaldığı sürede eğitim metodunu tamamen kendisinin hazırladığı bir medrese kurmuştur. Asıl hedefi aynı metodun uygulanacağı bir üniversiteyi Doğu Anadolu'da kurmaktı.
Birinci Dünya Savaşı yıllarında 1914 yılında Doğu cephesinde gönüllü milis alayı komutanı olarak hizmet etmiş, savaş esnasında Mart 1916 yılında Bitlis'te yaralanıp iki buçuk yıl Rusya'da esir kalmıştır. 1917 yılındaki Bolşevik İhtilali esnasındaki kargaşadan yararlanıp esaretten kurtulmuştur.
Bediüzzaman Said-i Nursi, 1936 yılında sürgüne gönderildiği Kastamonu'da eserlerini yazmaya devam etmiştir. 1943 yılında Denizli Mahkemesine, 1948 yılında Afyon Mahkemesine sevk edilmiştir. Mahkemeleri de beraat ile neticelenmiştir.
1950 yılında çok partili hayata geçildiğinde dini hak ve hürriyetler genişlemiş, Bediüzzaman, bu dönemde eserlerini matbaalarda bastırmıştır. Bediüzzaman Said-i Nursi, 23 Mart 1960 yılında Şanlıurfa'da hayatını kaybetmiştir. 12 Temmuz 1960 yılında mezarı Urfa'daki yerinden alınarak Isparta'ya götürülerek şehir mezarlığına gizlice defnedilmiştir.