Bu yüreğe dokunan kitabı bu kadar geç okuduğum için o kadar hayıflanıyorum ki.
"O" olan kitabın adının filme uyarlanması ile "Hakkari'de Bir Mevsim" olarak değiştiğini de öğrenmiş oldum. Muhtemelen kış mevsimi üzerinde daha çok duruldugu için bu isim verildi.
Hakkâri'nin coğrafyası, iklimi, insanları o kadar etkileyici aktarılmış ki sanırsınız orada yaşıyoruz.
Hakkâri'nin en uzak köyü.
Kış mevsiminde kapanan yollar, bulaşıcı hastalıklar, ölen bebekler, yazılan dilekçeler ve bir türlü gelmeyen cevaplar, doktorlar...
İlk kez böyle bir yerde bir dağ başında yaşayan
bir denizci, bir öğretmen... Öğrencilerinin dilini bile bilmeyen bir öğretmen... Acaba buralara alışabilecek mi, öğrencilerine, köyün insanlarına yardım edebilecek mi? Yoksa dayanamayıp buralardan kaçacak mı?
Ve bu dağ başında sürekli düş görmek, düşlemek. Peki düş mü gerçek, gerçek mi düş?