Burada, belki bir ayırım yapmak doğru olacaktır. Yazarlar anılarını anlatırken kendileriyle ilgili gerçekleri örtmeye önem verirler ama,
başkalarıyla ilgili gerçekleri kolayca açığa vururlar. Bunun için anılara başkalarının kusurlarını, küçüklüklerini, patavatsızlıklarını ve haksızlıklarını anlatan kitap gözüyle bakılsa yeridir. Şunu da unutmamak gerekir ki anıcılar ancak akıllarında kalanı yazarlar. Onlardan, akıl-
larında kalmayan şeyleri beklemek yersizdir.
Şu var ki, kişioğulları tehlike önünde birbirlerine yaklaşsalar, hamurlarının gerçek kıvamına dönseler de tehlike geçti, ateşten gömlek sıyrılıp atıldı mı yine eski bağdaşlarını sürdürürler.
Ne ki, ölümlerden sonra kitaplıkları bekleyen o acı sonlar, kitap kurtlarını, kitapseverleri, yazarları, şair-i mahirleri yine de sahaflara koşmaktan, varlarını, yoklarını oraya yatırmaktan alakoyamaz.