HAMTAŞIN EVRİMİ’nin önemli bir aşaması BAŞAK sembolü ile açıklanır. Akarsu kenarında serpilmiş dolgun buğday başağıyla; tüm kâmil insanlar gibi tevazu ile arifane başını eğmiş olgun başakla! Başak sembolü neler aşılar düşünen kafalara ve imanlı gönüllere? • Başağın dünyayı; buğdayların insanlık ülküsüyle birleşmiş insanları; barış, mutluluk ve refah için İnsanlık Mabedi ülküsünü sürdüren seçkinleri simgelemesinin şuurunu! • Başak, kesrette vahdet; buğdaylar, vahdette kesret ilkesini! Buğdayın ÖZ’ü insanların Vavib’ül Vücud kökeni Yüce Kudret’i! Başakta ayrı ayrı duran buğdayların ÖZ’ü nasıl aynıysa, insanların özü ruhun kaynağının aynı olduğunun; çoklukta birliğin, birlikte çokluğun; bizatihi Hak olduğunun; aranan Hakikat olduğunun idrakini! • İnsanların bedenlerinin ancak buğdayları ayıran kepek meşabesinde kaldığı ve insanın özündeki Mutlak Hakikat’in sadece tek bir Âlemlerin Rabbi olduğunun izanını! • Tek bir buğdayda ÖZ olarak tüm başağın sırrı gizli olduğu gibi; evrenin ve insanların da aynı ÖZ’ün zuhurat ve tecellileri olduğunun Evrensel Kardeşlik zihniyetini! • Ama tek bir buğday veya Kudret Eli ile düzenlenmeden yığılmış tüm buğdaylar nasıl ki başağı temsil edemez; evrenin ve insanın da, taşıdıkları ilâhî tecelliyat sırlarına rağmen, Hakikat mertebesine varmadıkça, En Yüce’nin zatını temsile asla yeterli olmadığının edebini! • Evrende her şeyin "O” ve "O”na dönücü olduğu; toprağa atılan her buğday tanesinin başak olarak devrini sürdürmesindeki ölümsüzlük sırrını pekiştiren Hz. Mevlâna’nın "Toprağa atılıp da başak olmayan buğday gördün mü?” uyarısının hikmetini!
