Puşkin'in düello sonucu öldürülmesinin ardından yazdığı "Şairin Ölümü" adlı şiirinin Çarlık Rusyası'nda elden ele dolaşmasıyla bütün ilerici insanların beyinlerinde yer edinen Lermontov, o sıralar henüz 23 yaşında ve henüz hiç tanınmıyordu. "Şairin Ölümü" nün ortaya çıkışından sonra Kafkasya'da bir savaş alayına sürgüne gönderilen Lermontov'un, Kafkasya'nın doğası ve Kafkas halkının kültürü, büyükannesiyle birlikte yaptığı Kafkasya yolculuklarındaki çocukluk izlenimleriyle birleşerek eserlerinin yaratıcılığında etkili olmuştur.
19. yüzyıl başlarındaki dönemin ilerici yazarları ya idam edilmişler, ya sürgüne gönderilmişler, ya da suskunluğa ve küskünlüğe zorlanmışlardır. 19. yüzyılın ikinci yarısında ise gücünü duyuracak olan devrimci hareketler içinse henüz erkendir. İşte Lermontov, bu ara dönemde vermiştir eserlerini.
Halk türkülerinin, Slav ve Kafkas kültürünün, doğa betimlemelerinin önemli yer tuttuğu şiirlerinde özgürlük, tutsaklık, yiğitlik ve aşk gibi duygulara ağırlık vermiştir. Seçme şiirlerinden, İblis ve Mtsıri adlı 2 poemasından oluşan eseri, İş Bankası Yayınları'ndan Rusça aslından Ataol Behramoğlu çevirisi ve yorumuyla okumak ayrıca keyifliydi. Kitapla kalın...