Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hangi Atatürk

Attila İlhan

Hangi Atatürk Sözleri ve Alıntıları

Hangi Atatürk sözleri ve alıntılarını, Hangi Atatürk kitap alıntılarını, Hangi Atatürk en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Asıl Atatürk devrimi, ne şapka giymiş olmamızdır; ne Latin harfleriyle yazmamızda; hani o Büyük Millet Meclisi’nin duvarında koskocaman yazılı olan söz vardır ya, ondadır işte: “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Ulusundur.”
Sayfa 111Kitabı okudu
1 Mart 1922'de Mustafa Kemal şunları söylemiş: "(...) Bir memleketin maliyesi bağımsızlıktan mahrum olunca, o devletin bütün hayat kollarında bağımsızlık felce uğramıştır."
Reklam
"Arap alfabesi bildiğiniz üzere Türklerin ilk alfabesi değildir. ... Demek ki Türk'ün Arap alfabelerini benimsemesi İslâmlıkla beraber olmuş bir şey; eğer Türk, alfabe değiştirmekle yozlaşıyorsa daha o zaman yozlaşmış gitmiş arkadaş."
Sayfa 116
"... Önemli olan, memleketi tem elinden yıkan, ulusu tutsak ettiren iç cephenin düşmesidir. Bu gerçeği bizden iyi biten düşmanlar bu cephemizi yıkmak için yüzyıllarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Bugüne kadar başarı da kazanmışlardır. Gerçekten kaleyi içinden almak, dışından zorlamaktan kolaydır...” Mu s t a f a Ke m a l 1927
Batı kültürüne teslim olduğu söylenen genç Cumhuriyet, Batı uygarlığına "tek dişi kalmış canavar" diye haykıran bir şiiri ulusal simge yapmıştı.
Devlet ve hükümet, İstanbul’dur; Mustafa Kemal’se, merkezî, üstelik teokratik otoriteye başkaldıran bir ‘asi’. İdamına fetva çıkması, yarım yüzyıl sonra, bize tatsız bir şaka gibi mi görünüyor? Dürrizade’ye öyle görünmüyordu. Hele Vahdettin’e, hiç! Çünkü o, ‘meşruluğunu’ var olan iktidarın yasa ve fermanlarından almıyordu, tarihten ve halktan alıyordu.
Reklam
"(...)Eğer bazen ihtiyatlı davranıyorsak, aşırı derecede kuşkulu davranıyorsak, bize çok pahalıya mal olan özgürlüğümüzü kaybetmekten korkumuzdandır..."
Sayfa 189 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
ATATÜRKÇÜ DEĞİL, İNÖNÜCÜ!
“İsmet Paşa, yaradılışından mıdır, bürokratlığından mı­dır, ülkemizde bürokrasinin etkinliğinden midir, neden­se, sürekli olarak özgürlükleri denetim altında tutan bir rejimden yana olmuştur. Oysa Mustafa Kemal devrimi­nin asıl amacı, aşama aşama bütün özgürlükleri, bütün karşıtlıkları içeren bir hoşgörü ve serbestlik toplumuna ulaşmaktı. Bu toplumda sosyalistlerin de yeri olacaktı, nasıl ki hareketin daha başlangıç konağında bile olmuş­tu. Sonraları bir sürü İnönücü türemiş, İnönü diktası uygulamasını Atatürkçülük diye piyasaya sürmüştür. Bu perspektiften bakıldı mı, 27 Mayıs’ın, 12 Mart’ın aslında Atatürkçülük filân değil, bal gibi İnönücülük ol­duğu hemen görülür. Hele Kemal Paşa’nın ta İttihât ve Terakki’den beri ordunun politikaya karışmasına mu­halif olduğu, Erzurum kongresinden beri de devrimini halk temsilcileri ve meclisleriyle kademe kademe gerçek­ leştirdiği düşünülürse! “
Biraz uzun, lakin okunması gerekir..
Günümüzde Atatürkçü olmak, Mustafa Kemal’in gerçekleştirdiği ulusal demokratik devrimi, toplumsal sürekli değişme içerisinde, bir sonrakine ulaşmak için geçerli bir birikim, bir aşama saymakla başlar. Hem ümmet olarak kalmak, hem de çağdaşlaşmak hiçbir yerde gerçekleşmemiştir ki, Türkiyede gerçekleşsin. Elbette uluslaşacaktık, uluslaştık, uluslaşıyoruz. Bu Mustafa Kemal demektir. Ama hepsi değil. Türk ulusu, ulusluğunu saldırgan emperyalist sisteme karşı savaşarak elde etmiştir, bu da Müdafaa-i Hukuk doktrinini, ülkenin sonraki yaşantısı için geçerli ve sürekli kılar. Ulusallığın bir başka belirgin karakteristiği kültürse, özgürlük ve bağımsızlık alanında, ‘sistem’e karşı gösterilecek direnişin, kültür alanında da gösterilmesi gerekiyor. Ulusal kültürü, ulusal geçmişten yararlanmadan yaratamayız. Bu da, İnönü döneminde olduğu gibi Yunan/Latin klâsiklerini başucu kitabı yapmakla olmaz, tam tersine, Mustafa Kemal döneminde olduğu gibi, Türk Tarih Kurumu’nun, Türk Dil Kurumu’nun, işi ciddiye alıp, ulusal tarihi ve dili, üzerinde çalışacak zemin olarak belirlemesi ile olur. Buysa, içinden geldiğimiz Doğu/İslâm/Türk/Bizans kültürlerinin, çağdaş yöntemlerle kaynaştırılması, bileşkesinin alınması anlamına gelir. Bilmem farkında mısınız, sıraladığım bu şeyleri yapmak, yaratıcılığı zorunlu kılıyor. Zaten İnönücülükle Atatürkçülük arasındaki gerçek fark da buradadır. Mustafa Kemal yeni bir ülke yapmayı istiyordu, İnönü ise bu ülkeyi Batılı emperyalist sistemin ülkelerine benzetmeyi.
“İttihat ve Terakki Cemiyeti, esasında bir zabitler komitesiydi, Mustafa Kemal ise görüldüğü gibi daha 1900’lerde ordunun politikaya bulaştırılmasına karşı çıkmıştı.”
Sayfa 218 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.