Hanımefendi

İvo Andriç

En Eski Hanımefendi Sözleri ve Alıntıları

En Eski Hanımefendi sözleri ve alıntılarını, en eski Hanımefendi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“ Nereye gidersem gideyim, nereye varırsam varayım, asam her zaman taşlı bir yola, bakışlarım her zaman zengin bir eve, düşüncelerim ise her zaman taş bir kalbe rastlamıştır. Sizin kibirli ve zalim zenginliğinize her baktığımda, kalbimi önce korku ve acı sarmış, sonra öfke ve nefrete dönüşmüştür, zira insan olmanın ne kadar ayıp olduğunu hissedip, yeryüzünün uzayın en rezil noktası olduğunu görmüşümdür.”
Sayfa 140 - Ketebe yayınlarıKitabı okudu
“ Dünyayı ne de güzel bölüştürmüşünüz; her şey sizin, çocuklarınızın, torunlarınızın ve kölelerinizin. Dünyayı çok güzel bölüştürmüşsünüz; aydınlık ve güzelliklerin hepsini kendinize alıp, karanlık ve kötülüklerin hepsini bizlere bırakmışsınız. Hepimiz önceden belirlenmiş kaderlerle doğuyoruz, sizinkiler aydınlık, bizimkiler karanlık. Dünyayı pek güzel bölüştürmüşsünüz! Sizin bu bölmeleriniz korkunç olabilir, ancak baki değiller. Bizim kinimiz elbet olgunlaşacak, sıcak bir yaz gelecek, olgun meyveler verecek; çocuklarınız kendilerinden utanacak, zenginliklerinden vazgeçecek, zira bu zenginlik onların yükü be felaketi olacak.”
Sayfa 141 - Ketebe yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tanıdık Bir Manzara..
Belgrad’da hayat, 1920 yılında renkli, kalabalık, zıtlıklarla dolu, garip bir düzene sahipti. Birbirinden farklı sayısız büyük güç, anlaşılmaz zaaflar ve eksiklerle paralel olarak ilerliyordu. Eski çalışma koşulları ve muhafazakâr hayatın keskin tutumu şimdi henüz şekillenmemiş yeni alışkanlıkların renkli yumağının yanı başındaydı. İhmalkârlık kalabalıkla omuz omuzaydı. Utanma hissi ve ahlaki değerler ise kötü alışkanlıklarla rezilliklerin yanındaydı. Vurguncu ve spekülatörler arasındaki yarış, ideologların akıl oyunları ve hayalleriyle birlikte gelişiyordu.
Sayfa 144 - Ketebe yayınlarıKitabı okudu
Hanımefendi gibi tasarruf meraklısı insanlar şakalardan hoşlanmazlar, her ne kadar daha iyi bir çıkış yolu bulamadıklarında kurtuluşu şakada arasalar da o onlar için bir lüks ve basit bir zaman kaybından ibaretti. Aslında annesine, kendisine, doktor ve ilaca ihtiyaç duyan kalbine kızıyordu. ( Masrafa yol açan kalbi ne yapsın ki? )
Sayfa 195 - Ketebe yayınlarıKitabı okudu
Hanımefendi, ilk önce, annesinin, son nefesine kadar tartışma konusu olan büyük kedisi Gagan’ı evden atmıştı. Kendisi aç gözlüydü ve zaman kaybına neden oluyordu. Annesinin bütün kitaplarını satmıştı. ( Kendisi uzun zamandır kitap satın almıyor, bir şey okumuyordu. Eskiden okuduğu Alman gezi yazılarından bile vazgeçmişti. Okumaya ne vakti vardı ne de buna ihtiyaç duyuyordu.) Yaşlı kadının yıllarca savunduğu ve Hanımefendi’nin gözünde bir lüks olan çiçek saksılarını da çıkarmıştı evden. Çiçek ile toprağı, çiçek ile toprağı intikam alır gibi bir şekilde çöpe savurmuş, saksıları ise önüne bir fırsat çıkarsa satmak için bir köşeye bırakmıştı. Annesiyle arasında uzun ve bitmeyen tartışmalara neden olan bir diğer eşya ise şimdi durdurduğu duvar saatiydi. Hanımefendi, hali hazırda iki cep saatinin bulunduğu bu evde eski duvar saatinin gereksiz ve pahalı olduğunu düşünüyordu. Annesi ise o saati babasının evinden getirdiğini, çocukluğunun ve evliliğinin en güzel zamanlarını bu saatin sesi eşliğinde geçirdiğini, ömrünün sonuna kadar bu sesi dinlemek istediğini ve öldükten sonra saati kim ne yapmak istiyorsa yapabileceğini söylüyordu.
Sayfa 197 - Ketebe yayınlarıKitabı okudu
İnsan birçok kötülükten kaçacağını ve çok daha fazla iyilik kazanacağını bildiği zaman neden katlanmasın ki?
Reklam
174 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.