.. Ve tesettür ile nâmahremin iştihasını açmamak ve tecavüzüne meydan vermemek, zaîf hilkati emreder ve kuvvetli ihtar eder. Ve bir siperi ve kal'ası çarşafı olduğunu gösteriyor.
" Beni namazdan ve ibâdetten alıkoyan ve fütûr veren öyle lüzûmsuz şeyler değil, belki derd-i mâişetin (geçim derdi) zarûrî işleridir."
Öyle ise ben de sana derim ki:
Eğer yüz kuruş bir gündelik ile çalışsan, sonra biri gelse,dese ki: "Gel, on dakika kadar şurayı kaz, yüz lira kıymetinde bi pırlanta ve bir zümrüd bulacaksın."
Sen ona: " Yok,gelmem. Çünki on kuruş gündeliğimden kesilecek, nafakam azalacak"desen, ne kadar dîvânece bir bahane olduğunu elbette bilirsin. Aynen onun gibi, sen şu bağından,nafakan için işliyorsun.Eğer farz namazı terk etsen, bütün sa'yin semeresi (meyve), yalnız dünyevi ve ehemmiyetsiz ve bereketsiz bir nafakaya münhasır (mahsus) kalır.
Eğer sen istirahat ve teneffüs vaktini,ruhun rahatına, kalbin teneffüsüne medâr (sebeb) olan namaza sarf etsen; o vakit, bereketli nafaka-i dünyeviye ile beraber, senin nafaka-i uhreviyene (Âhiret geçimliği) ve zâd-ı âhiretine (Âhiret azığı) ehemmiyetli bir menba' (kaynak) olan iki ma'den-i ma'nevi bulursun..