En Yeni Hanımların Gözüyle Bediüzzaman Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Hanımların Gözüyle Bediüzzaman sözleri ve alıntılarını, en yeni Hanımların Gözüyle Bediüzzaman kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Isparta için "Taşıyla, toprağıyla benim vatanım." derken güzel bir gerçeği de ifade etmiş. Isparta'nın kazaları, köyleri bile Risale-i Nur'la nurlanmış. Gül suyuyla abdest alan erenleri, Nur'la da hakikat dersini almışlar.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Isparta için "Taşıyla, toprağıyla benim vatanım." derken güzel bir gerçeği de ifade etmiş. Isparta'nın kazaları, köyleri bile Risale-i Nur'la nurlanmış. Gül suyuyla abdest alan erenleri, Nur'la da hakikat dersini almışlar.
Sürgünler, takipler, tahkikatlar... Ortada, saklanmak istenen bir gerçek vardı: Nurlar... Lâkin göz kapatmakla gece olur muydu? Güneş, hiç balçıkla sıvanır mıydı? İşte, buna en güzel misal Hatice Yıldız Anne idi. Çünkü
onun beyi,
Bediüzzaman Said Nursî 'nin nurunu söndürmek isteyen bir vazifeli iken o, onun nurunu gizliden gizliye yayan bir fedaiydi.
Sürgünler, takipler, tahkikatlar... Ortada, saklanmak istenen bir gerçek vardı: Nurlar... Lâkin göz kapatmakla gece olur muydu? Güneş, hiç balçıkla sıvanır mıydı? İşte, buna en güzel misal Hatice Yıldız Anne idi. Çünkü
onun beyi,
Bediüzzaman Said Nursî 'nin nurunu söndürmek isteyen bir vazifeli iken o, onun nurunu gizliden gizliye yayan bir fedaiydi.
Bediüzzaman Said Nursî 'ye rahat vermediler. O zamanlar Bediüzzaman'la görüşen; Kur'an, Risale okuyan, hapse girerdi. Yasaklar devriydi. Sık sık arama olurdu. Jandarmalar gelmişti. En mahrem yerlere kadar aradılar."
"Ne arıyorlardı?"
"Risale. Hiçbir şey bulamadılar. Babamı alıp götürdüler. Tekrar serbest bıraktılar. Yine bir gün jandarmalar evi arıyorlardı. Üstad'ın babamda bir şeceresi vardı. Üstad vermişti."
Arabanın kapısının açıldığını görünce koşarak elini öpmeye gittim. Cübbesinin kolları genişti ve ellerinin üstünü örtüyordu. Cübbesinden öptüm. Bana dua etti. Duasında ne söylediğini anlayamadım."Öylece dalmış, sevgi ve muhabbet dolu bir hayretle kendimden geçmiş bir vaziyette
Bediüzzaman Said Nursî 'ye bakıyordum. Bir de baktım ki teneffüs bitmiş, içeri girme zili çalmıştı. Hızla koşarak içeri doğru gidiyordum. Bu arada kapıda hocamızla karşılaşıp çarpıştık. Öğretmenim, kolumdan tutarak, nereden geldiğimi sordu. Aynı zamanda ben çok da çalışkandım. Öğretmen beni çok severdi. Ama zıt görüşleri olan birisiydi. Bediüzzaman'ın elini öptüğümü söyledim. Bana bir tokat attı. 'Hâlâ o ... arkasından mı gidiyorsunuz?' dedi." "Böyle bir davranış o zaman küçük ruhunuzda ne gibi bir tesir yaptı? Bediüzzaman sevgisini azalttı mı?" "Hayır. Bilâkis ziyadeleştirdi. Zaten aileden gelme, Bediüzzaman'a karşı bir muhabbet vardı. Sadece o hocaya karşı nefret duygusu verdi, o kadar..."