Bir Kıyamet Romanı

Har

Murat Uyurkulak

Har Gönderileri

Har kitaplarını, Har sözleri ve alıntılarını, Har yazarlarını, Har yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendi manzarası kendine keder, hepten ağlayası var. O ki bu gövdeden hiç gülmez bir mendebur çıkartmak için ne çok bekledi. Daimi, nazik bir sırıtma eşliğinde akıp gitti yılları. İyilikten umulan medet, gülüşten beklenen vaat... Boşmuş hepsi.
A sığındığım kayamdı, kalkanımdı. kurtuluşumun kuvvetiydi, yüksek kulemdi, süt gibi döküp peynir gibi mayalamıştı beni, hayatımdan tiksiniyordum, damağımda günahlarım geziniyordu, gıdıklanıyordum, kaybolmuş koyundum, şaşırmıştım yolumu, yaban eşeğinin sıpası gibi doğmuştum, insan ki meşakkatte doğardı, kıvılcımlar yukarı uçar gibi, esvabım tarçın kokardı, sütü sıkarsan yağ, burnunu sıkarsan kan, öfkeni sıkarsan kavga çıkardı, derin uykudayken çıkmıştım içeriden, anam rahminin kapılarını kapatmıştı, gün gelecek, elbet benim de yaralarıma kuru incir basılacaktı, o gün yemekte taze incir vardı;
Reklam
“Hafıza denen nane pek tuhaf bi şey... Aniden hatırlıyo insan...”
Hakikatin yerine hakiki olmayanı koymak ne kadar da zordu. Zor, ama bir o kadar da zevkliydi. Bir kez hakikat hudutlarını aştığında, akıl zehir gibi işlemeye başlıyor, kelimeler tuhaf bir kudret ediniyordu. Zira kelime, artık kelimeden fazla bir şey olduğunu biliyordu.
Kasveti garanti bir devriyedeydik yine. İki tarafındaki suların birbirine karışmadığı boğazdan kalktık, başladık. Beyazsu’yun aşağı kıyılarından süzülmeye, Yeryuvar’ın bu yanı bizim çöplüğümüzdü. Doğu derlerdi buraya, nereye göre doğuysa artık… Yoksul ve esmer insanların arada sırada ölmediği, acayip bir ağırlıkla ilerleyen vaktin bin bir belaya hamil olduğu, çorak topraklardı.
Çok, lakin tektik. Yalnız, lakin kalabalıktık.
Reklam
973 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.