Bir Aşk Yolculuğu

Harem

Aslı Sancar

Harem Gönderileri

Harem kitaplarını, Harem sözleri ve alıntılarını, Harem yazarlarını, Harem yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kalp hâkim olursa, kişi lüzumundan fazla yumuşak başlı ve itaatkâr olabilir. Lakin, kalp ile akıl dengede ise, kalp zulme mani olur, akıl da kölece bir itaate.
Sayfa 170 - Hüsnü BabaKitabı okudu
"Kişinin iç dünyasına akıl hakim olursa işlediği her türlü fiili haklı çıkarabilir, acımasız ve zalim olabilir. Diğer yandan, kalp hakim olursa, kişi lüzumundan fazla yumuşak başlı ve itaatkar olabilir. Lakin kalp ile akıl dengede ise kalp zulme mani olur, akılda körce bir itaate. Neticede adalet hüküm sürer."
Sayfa 172Kitabı okudu
Reklam
"Ne demek istediğini anlıyorum, güzel kardeşim. Pek çok Batılı, çok eşlilik meraklarını cezbettiği için geliyor buraya. Sonra da, bunun ne kadar ender olduğunu görüp büyük bir hayal kırıklığına uğruyorlar. Bizleri Harem hayatından kurtarmaya da pek hevesliler ayrıca. Oysaki, biz hanımlar dışarıdaki hayatın kabalığından ve zorluklarından uzakta, haremde yaşamaktan onur ve mutluluk duyuyoruz."
Sayfa 120Kitabı okudu
Hediyeler arasında pırlanta bir taş, pırlanta ve inci gerdanlık ile küpeler, birkaç tane broş, bir kemer tokası, kıymetli taşlarla süslenmiş bir yazı takımı, altı mahfazalı bir Kur'an, altlıkları mücevher kaplı bir kahve takımı, sapları mücevherli kaşıklar, gümüş sofra takımları, porselen tabaklar, leğen ve ibrik takımları, kulsuz sürahiler, maşrapalar ve el aynaları vardı.
Kızlar akşam namazına kadar sessizce sohbet ettiler, namaz vakti gelince odada gaz lambaları yakıldı ve ince işlemeli seccadeler büyük gömme dolapların çıkarılarak yerlere serildi. Didenur nasıl namaz kılınacağını bilmiyordu, Servetseza kendi yaptıklarını aynen tekrarlamasını söyledi ona. Didenur, Gürcü arkadaşının taklit ederek namaz hareketlerinin tamamladı. Namazın sonunda büyük kızlardan biri Kuran'dan bazı ayetler okudu. Ayetlerin manasını anlamadıysan da, bu tilavet Didenur'un ruhunda derin bir yerlere dokunmuş, her nasılsa, kalbini daha huzurlu hissetmişti.
Didenur kızların yemeklerini ne kadar büyük bir zarafetle yediklerini farketti. Ağızlarına çok küçük lokmalar alıyorlar ve sadece önlerinden yiyorlardı. Ayrıca, bir kenarını çorbaya daldırdıkları kaşığın, öteki kenarını ağızlarına götürüyorlardı. Sadece sağ ellerini kullanıyorlar, sofrada ne eğleniyor ne de bir şey almak için karşıya uzanıyorlardı. Herkes sanki kutsal bir iş yapıyormuş gibi sessizce yiyordu yemeğini. Yemekten sonra Müşfika Kalfa şükür duası yaptı, kızlar da görevlilerin yukarıdan bakır leğenlerin içini döktükleri suyla tekrar ellerini yıkadı.
Reklam
98 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.