Hiç kuşkusuz, zamanı ne kadar hesaplı kullanırsam kullanayım, birçok kitap kalacak öylece; asla okunamayacak. İşin kötüsü, okumam gerektiği halde okuyamadığım kitapların adlarını ve yazarlarını bile öğrenemeyeceğim.
Acaba hiçbir şey anlatmamış olmak mümkün müdür diye soruyorum kendime. Doğrusu hiçbir şey anlatmamış olmayı çok isterdim. Her şeyi ancak o zaman anlatmış olurdum çünkü.
Hayatımızı hayal edemeyecek kadar kolaylaştıran tuşların, butonların ve düğmelerin sayısı artıkça, metrekareye düşen insan sıcaklığı da giderek azalıyor tabii...