His efendim his! O vazife ile değil bir cebbarın (zorbanın) emri ile bile tebeddül edemez (değişemez). Vazife işin yalnız fiiliyatını (uygulanmasını)menedebilir.
Sayfa 302
İnsanın yavaş yavaş alışmayacağı hiçbir üzüntü yoktur.
Reklam
Âlemde insanların hepsini birer birer sorgulayacak olsanız hepsini melek bulursunuz. Ya o hâlde insanlar arasında vukuya gelen bunca melanetleri kimler yapıyor?
"Allah'tan başka hiç kimse benim halimden bilmez."
"Ömrünün son yılları üzüntü içinde geçmişti..."
Reklam
Biz, şansın vereceği saâdete hiç değer vermeyiz! Biz, değerimizin karşılığını isteriz.
Sayfa 348Kitabı okudu
Aşk denilen şeyin; insanın kendi kendini aldatmasından ibaret olduğunu anladım.
Aşkı şehvet ile karıştıranlara ithafen
_ Demek ilgi duyulması için bir kadın hem genç, hem güzel, nazik ve işveli olmalı. _ Öyleyse şuna aşk diyeceğinize şehvet hırsı desenize..
"Ben sözümü tutayım, ona karşı dünyada ve ahirette mahçup kalmayayım da, varsın o sözünü tutmayarak bana karşı mahçup kalsın!"
Sayfa 480Kitabı okudu
Reklam
Mıhlanmış gibi bir yerde kalmaktansa, ziyan olacağı bilinse bile hareket daha iyidir.
Hatalarımızdan dolayı Allah'a sığınma, elimizde bulunan nimetler için şükür, gelecekten ümitli olma kalbe huzur veren unsurlardır.
Sayfa 162 - Bedir Yayınevi
Siz bu kainatı yaratanın, onu boşuna yarattığını mı zannedersiniz?
Sayfa 161Kitabı okudu
«Kalbden kalbe pencere var» derler.
Sayfa 501 - Bedir Yayınevi
Reklam
Siz, bu kâinâtı yaratanın onu boşuna yarattığını mı zannedersiniz? Sebep-sonuç kanunlarını bizim düşüncemize yerleştiren ve her şeyi o kanunlara göre gerçekleştiren kendisi olduğuna göre, bizim sonumuzun ne olacağı da aynı kanun hükümlerine bağlıdır. Yoksa bizi bu dünyâdan başka bir dünyâya göndermesi, bu dünyâya getirmesi kadar veyâ ondan daha zor bir şey midir? Vardır madam vardır; bir öbür dünyâ mutlaka vardır, insan burada yaşadığı gibi orada da yaşayacaktır. Kâide bunu gerektirir.
Sayfa 161 - Bedir Yayınevi
Resim