Filozoflar, aklın ve şüphenin doğurduğu girdapta bunalırken, peygamberler, iman ve aşkın huzuru içinde yaşarlar. Filozof, kendine ulaşan "verilere", "acaba eşyadan mı, yoksa zihinden mi geliyor?" diye şüphe ile yönelirken, peygamber; ister eşyadan, ister insandan gelsin, bütün "verileri", ilâhi bir mesaj olarak okur. Filozof kesrette bunalırken, peygamber "tevhid'de" mutlu olur.