Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bütün Eserleri 7

Hasbihal 1

Seyyid Ahmet Arvasi

Hasbihal 1 Gönderileri

Hasbihal 1 kitaplarını, Hasbihal 1 sözleri ve alıntılarını, Hasbihal 1 yazarlarını, Hasbihal 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlliyet prensibi ve insanın iradesi
Beşer tarihi boyunca, müşahedemiz şudur ki, insanoğlu, kendini, determinizmin "demir pençesine" asla teslim etmek istememekte, kendi içinde "bir direniş iradesi" bulmaktadır. Elbette, insanın iradesi, âlemleri ve bütün kâinatı kuşatan "küllî iradeden" ve "eşya âlemindeki münasebetlerden" kopmamaktadır. Ama, unutmamak gerekir ki, insanda, inkârı mümkün olmayan bir "gâyeci" (finalist) ve "ülkücü" (idealist) karakter de vardır. Çünkü, insan, tabiatla yetinmeyen bir canlıdır.
Sayfa 87 - BilgeoğuzKitabı okuyor
peygamberler ve filozoflar
Filozoflar, aklın ve şüphenin doğurduğu girdapta bunalırken, peygamberler, iman ve aşkın huzuru içinde yaşarlar. Filozof, kendine ulaşan "verilere", "acaba eşyadan mı, yoksa zihinden mi geliyor?" diye şüphe ile yönelirken, peygamber; ister eşyadan, ister insandan gelsin, bütün "verileri", ilâhi bir mesaj olarak okur. Filozof kesrette bunalırken, peygamber "tevhid'de" mutlu olur.
Sayfa 80 - Bilgeoğuz yayıneviKitabı okuyor
Reklam
Eşyanın hafızası
Eşya âlemi, gerçekten de bir "Kitab-ı Ekber"dir. Bu kitabı okumakla vazifeliyiz. Fakat, bu "kitabın" ezelden ebede kadar geçireceği maceraya ait kesin bilgiler, bir sırlar âlemi olarak Yüce Allah'ın nezdindedir.
Sayfa 75 - BilgeoğuzKitabı okuyor
Robotlara Ruh Verilemez
İster kaba pragmatistler (faydacılar) olsun, ister düpedüz materyalistler (maddeciler) olsun, bilerek ve isteyerek insanın "ruh dünyasını" ya ihmâl veya inkâr etmektedirler. Onlara kalırsa, insanın bütün ruhi hayatını ya mekanik "etki - tepki ilişkileri" demek olan organik davranışlara veya "şartlı reflekslere" irca etmek mümkündür. Bunun neticesi olarak, şimdi, dünyanın pek çok yerinde, okullarda, akademilerde ve üniversitelerde "ruhsuz bir psikoloji" okutulmakta, laboratuvarlarda ve enstitülerde, psikolojik hayatımız, zorlama tevillerle fizyolojik ve mekanik yorumlara bağlanmaya çalışılmaktadır. Bu gibilere sorarsanız, insan, mükemmel bir robottur, akıllı bir makinadır. Böyle olunca, onun hareketleri tahlil edilerek pekâlâ, benzeri "makineler" geliştirilebilir.
Sayfa 39
Materyalizmin İflası..
Mesai saatlerini "ekmek kavgasına", boş zamanlarını "içki, kumar ve fuhşa" ayıran, çocukluğunu "kreşlerde", gençliğini "diskoteklerde", son günlerini "âciz evinde" geçirmeye mahkum edilen insanlar elbette mutlu olamazlar. Aile bağlarının gevşediği, komşuluk ilişkilerinin kalmadığı, çıkar kavgaları içinde, bir diğerinin ekmeğine göz dikildiği, mertlik, sorumluluk, sevgi, saygı ve samimiyet kavramlarının alaya alındığı bir dünya insana ne verebilir? Bu, bir çöküntü tablosudur ve aynı zamanda "materyalizmin iflasıdır." Bu acı tabloyu "ilericilik", "devrimcilik" ve "gelişmecilik" olarak istedikleri kadar propaganda etsinler, artık "materyalizmin" bu iflasını gizleyemeyeceklerdir.
Sayfa 36
Materyalizm Çöküyor
Kara ve kızıl süper güçlerin her ikisi de materyalisttir. İnsana ve âleme bizim gözümüzle bakmamaktadır. Öyle ki, kara ve kızıl emperyalizm, yalnız mazlum milleti sömürüp tüketmekle kalmamakta, bizzat kendi ülkesinde bile insanı, ya "ekonomik bir hayvan" statüsü içinde veya "emeği satın alınabilecek bir mal" olarak görmektedir. Kısaca, materyalist zihniyet, günde üç veya dört vardiya halinde, insanları kıyasıya çalıştırmakta, arta kalan zaman içinde de meyhanelerin, kumarhanelerin ve batakhanelerin kucağına terk etmektedir. Galiba pek az istisnası ile laboratuvarlar, kitaplıklar, sanat evleri ve mabetler boş kalmaktadır. Üstelik, bu çark, bir ömür boyu, aynı monotonlukta dönmekte, insanlar, birer kadavra haline gelince "emekli olarak" ya bir âcizler evine veya bir devlet pansiyonuna kapatılarak ölümü beklemeye terk edilmektedir.
Sayfa 35
Reklam
Bize göre, "madde", ilahî mesajlarla yüklü olarak muhatabını aramaktadır. O, kendinde yazılanlardan habersiz kapalı bir zarf gibidir. Âdemoğulları, Şanlı Peygamberimizin: "Allah'ım bana eşyanın sırlarını olduğu gibi aç" diye buyurduklarını düşünerek "maddedeki bilgi yükünü" anlamaya ve çözmeye çalışmalıdırlar.
Sayfa 32
Biz, Müslümanlar, dünyaya mahkum olmak için değil hakim olmak için zenginleşmek isteriz. Biz "dünyaperestleri" mağlup etmek için dünyanın dizginlerini elimizde bulundurmak zorundayız. Bize göre "Dünya, ahiretin tarlasıdır" ve "mânânın zaferi için" maddeye hâkimiyet gerektirmektedir. Yani, insan maddeye tapınmamalı, onun efendisi olmalıdır.
Sayfa 30
Materyalizm ve Tüketim İhtirası
Materyalizm, insanlarda korkunç bir "madde ihtirası" doğurduğu için, bu felsefenin hakim olduğu cemiyetlerde, herkes bir diğerinin "yediği lokmayı", "giydiği elbiseyi" ve "yaşadığı mekânı" kollar.
Sayfa 29
İslam, madde ile yetinmeyip mânâya, müşahhasla yetinmeyip mücerrede, tabiatla yetinmeyip tevhide, yaratık ile yetinmeyip Yaradan'a ulaşmak isteyen insanı alkışlamaktadır.
Sayfa 28
Reklam
Çağın Hastalığı: Materyalizm
Materyalizm, "insan statüsü" içinde yaşama cehd ve iradesini gösteremeyen ve böyle bir gayreti yorucu bulan kişi ve zümrelerin, tam bir marazî tepki mekanizması içinde "insan statüsünden kaçarak daha aşağı bir hayat tarzına sığınmaları demektir. Marazî psikolojide buna "regression" (geriye kaçış" mekanizması adı verilir.
Sayfa 27
İslam'ın büyük alim ve mutasavvıfı İmam-ı Rabbani Hazretleri, MEKTUBAT adlı kitabı 40. mektuplarında şöyle buyururlar: "Tasavvuf yolculuğunda maksat, ihlâs makamına varmaktır. İhlâs makamına kavuşabilmek için, enfüsî (subjektif) ve âfâkî (objektif) mabutlara tapınmakta kurtulmak lâzımdır."
Sayfa 23
Esefle belirtelim ki, Ortaçağ'da Avrupa, kilise etrafında "kokuşmuş bir medeniyet" kurmuşken, bugün "manevi bir özden mahrum" maddi ve haşin bir demir yumruk halinde gelişen "yanlış bir medeniyet" yolundadır. Çünkü, verdiği acı meyveler ortadadır. Kanlı ideolojiler, Cihan Harpleri, âsi nesiller, uyuşturucu düşkünü ve alkolik gençler ve ihtiyarlar.. Fahişeler, homoseksüeller, teröristler, müntehirler, akıl hastaları.. Ezilen ırklar, sömürülen zayıflar, kara ve kızıl diktatörlükler..
Sayfa 21
İçimizdeki Mürteciler..
"Aksiyon" hareket demekse, reaksiyon "karşı hareket" demektir. Batılılar, "reactionnaire" kelimesini "mürteci" mânâsında kullanırlar. Gerçekten de "mürteci", herhangi bir hamle, eser ve hareket içinde olmak yerine, hemen daima, başkaları tarafından ortaya konan hamlelere, eserlere ve hareketlere karşı çıkan, her yeniyi itham eden, reddeden ve lanetleyen kimse demektir. "Mürteci" mücerret bir tip olarak her sahada karşımıza çıkabilir. Onu, yalnız "din sahasında" aramak büyük bir hata olacaktır. İsterseniz, boynuna "ilerici" yaftası takan nice "mürteciyi" hemen kolayca teşhis edebilirsiniz.
Sayfa 15
101 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.