"Ey bizi nimetleriyle perverde eden sultanımız!
Bize gösterdiğin numunelerin ve gölgelerin asıllarını, menba'larını göster. Ve bizi makarr-ı saltanatına celbet.
Bizi bu çöllerde mahvettirme.
Bizi huzuruna al.
Bize merhamet et.
Burada bize tattırdığın leziz nimetlerini orada yedir.
Bizi zeval ve teb'id ile tazib etme.
Sana müştak ve müteşekkir şu mutî' raiyetini başı boş bırakıp i'dam etme."
Hiç mümkün müdür ki: Bir saltanat, bâhusus böyle muhteşem bir saltanat, hüsn-ü hizmet eden mutî'lere mükâfatı ve isyan edenlere mücazatı bulunmasın.
Burada yok hükmündedir.
Demek başka yerde bir mahkeme-i kübra vardır.