Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar

Reşad Ekrem Koçu

Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar Sözleri ve Alıntıları

Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar sözleri ve alıntılarını, Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar kitap alıntılarını, Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sende güzellik, bende aşk var… Bunların ikisi de gelip geçicidir.
Sayfa 27 - dkKitabı okudu
Bekâr Uşağı
İstanbul’da bekâr uşağı çokluğu hükümetçe tehlikeli görülür, Anadolu’dan ve Rumeli’nden İstanbul’a bekâr uşağı girmesi, zaman zaman fermanlarla yasak edilirdi.
Sayfa 144 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Benim uğur yıldızım mukaddes kadın... Büyük hükümdar... Benim mütefekkir arkadaşım, beni bırakıp nereye gidiyorsun!..
Sayfa 41 - Doğan KitapKitabı okudu
Aphrodite’den Adonis’e
Aphrodite Adonis ile ilk buluştuğu akşam şöyle diyordu: “Kaşlarını çatma güzel çobanım... Kollarımın arasında hicabı unut... Sende güzellik, bende aşk var... Bunların ikisi de gelip geçicidir.”
Sayfa 27 - Doğan KitapKitabı okudu
Aşk oyunlarının dile düşmesini istemeyen Marguerite, bir yahut birkaç gece koynunda yaşayan erkeği zehirleyerek öldürüyor, cesedini ağır taş parçalarıyla beraber bir çuvala koyarak konağın kenarındaki bir kuleden, Nesle Kulesi'nden ırmağa attırıyordu.
Ferman Padişahın
Çingene tayfasının ata binmesi ve kısrak beslemesi yasak edilmiş olup lazım geldikçe eşeğe ve arabaya bineceklerdir; muhalif hareket edenler siyaset olunurlar. M.S. 1595
Sayfa 153 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
İsraf
Ferman: “İsraf günahtır, bundan böyle evlerde nihayet beş türden yedi türlüye kadar yemek pişirilebilir, yedi türlüden fazla yemek pişirtilmeyecektir.”
Sayfa 172 - Doğan KitapKitabı okudu
Yeniçeriler
Yeniçeri ve sipahilerin rezaletlerini şu kısa fakat çok canlı satırlar anlatıyor: "Gündüz hamamlarda peştamal ile çıplak avrat çıkarmak, camilerde duhan içmek ve Müslümanların ırzını paymal etmek ve zina, livata etmek ve kan dökmek ve evler saraylar basmak ve bayram günlerinde salıncak kurup bizzat padişahı ve validesini mumlar ile salıncağa davet etmek..."
Sayfa 130Kitabı okudu
Kahve ile tanışmamız
Türkiye'ye kahve 16. asırda, Kanuni Sultan Süleyman zamanında girdi. İstanbul'da ilk kahvehane, 1554 yılında açıldı.
Sayfa 101Kitabı okudu
Sağ ayağının topuğu müstesna, Akhilleus'un vücuduna ok, kılıç ve mızrak işlemez; Paris'in fırlattığı bir mızrağı Aphrodite yakalar ve Akhilleus'un topuğuna saplar...
Reklam
Tütünün Osmanlı'ya Gelişi
Tütün, memleketimize ancak 17.asır başlarında I. Ahmed zamanında İngiliz gemicileri tarafından getirilmiş ve kısa zaman içinde, ayak takımından kibar ve ricale ve ulemaya varınca her sınıf ve tabaka arasında süratle yayılmıştı. Sigara kağıdı 19. asırda kullanılmaya başlandı.
müşteri memnuniyeti işte budur :)
Meyhaneler yılda bir ay, ramazanlarda Müslüman müşterilerinden mahrum kalırdı. Meyhaneciler, sofra başı olan hatırlı müşterilerinin evlerine ramazan bayramının ilk günü birer büyük tabak midye yahut uskumru dolması yollarlardı. Bunun manası da "bizi unutma" demekti.
Sayfa 126Kitabı okudu
Kahve : Güzel bir anlatım
İstanbul'a gelmiş bir İtalyan edibi, Edmondo de Amicis ; "Galata Kulesi'nin ve Beyazıd Kulesi'nin tepelerinde kahve vardır, vapurlarda kahve vardır, mezarlık içinde kahve vardır. İnsan, İstanbul'un neresinde bulunursa bulunsun, etrafına hiç bakmadan bağırması kafidir: "Kahveci!.." Üç dakika sonra, önünüzde bir fincan kahve tütmeye başlar..."
Sayfa 111Kitabı okudu
Kleopatra Roma'da
Kleopatra, Caesar'da bir oğlan doğurdu ve bu çocuğa "Caesarion" adını verdi; ve bebeği de alarak Roma'da diktatörlüğünü ilan etmiş olan aşığını ziyarete gitti. Çok parlak bir surette karşılanan, Mısır'ın güzel kraliçesi, bilhassa asil Romalı kadınlar arasında hararetli bir dedikodu mevzuu oldu.
Öyle sermestim ki idrak etmezem dünya nedir; Ben kimim, sâki olan kimdir, mey-i sahba nedir? (öyle sarhoşum ki, artık bilmiyorum dünya nedir? ben kimim, saki kimdir, içki nedir, şarap nedir?)
Sayfa 118 - FuzuliKitabı okudu
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.