Espri yönünden gelişmiş insanlar genelde zeki insanlar olarak tabir edilir. Moliere de böyle nitelendire biliriz. Kitabı okurken her yönünden akıllıca yazılmış, ters köşe edilmiş, her yönü ustalıkla açığa vurulmuş karekterlerle karşılaşıyorsunuz.
Moliere`nin ilk okuduğum eseriydi. Ne kadar "Cimri" ile adını duyurmuş olsa da sırf bu kitap için de yazarı baş köşeye oturtmak lazım.
Hastalık Hastası, Argan isimli bir adamın, sağlıklı olmasına rağmen kendini sürekli hasta hiss eden, bunu etrafının da görmesini isteyen "Hastalık Hastası" olmasını konu ediyor. Bu adam bir de çok saf olunca etrafında ona karşı oynanan oyunlara karşı kör olur. Tüm kitap boyunca Argan`ın kendini hasta sanarak inim inim inlemesine şahit oluyorsunuz.
Bundan başka, kitapta;
İkiyüzlülük, yalan, evlilik adlı kurumun bazen ne kadar basit bazense ne kadar önemli olduğunun da altı çizilmiş.
Elinde diploması olduğu halde sahip olduğu meslekten zerrece fikir sahibi olmadığını, insanların bilgisizliğinden, saflıklarından, zaaflarından yararlanan "doktorcuk"ların ifşası okunmaya değerdi.
Bir başka dikkatimi çeken konu ise, Argan`ın hizmetçisinin akıllıca davranışları, durumu kurtarma yeteneği, kurnazlar, yalancılarla baş etme metodu oldu.
Kitabın başından sonuna kadar gülmeniz garanti. Ama ara sıra gülmek yerine bu hale düşen insanlara, bu hale sokan insanlara da acı kahkaha atmak yerine düşünelim; yazar neden bolca güldürüyor? Her acı kahkahanın ardında bir acı gerçek saklı değil mi? :)
Keyifli okumalar...