300 Yıldır Sorulan Soru

Hata Neredeydi?

Bernard Lewis

Öne Çıkan Hata Neredeydi? Gönderileri

Öne Çıkan Hata Neredeydi? kitaplarını, öne çıkan Hata Neredeydi? sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Hata Neredeydi? yazarlarını, öne çıkan Hata Neredeydi? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlahi Dinler ve Laiklik
“İslam’da yerel bir laikliğin olmaması ve Hıristiyanlık örneğinden ilham alınan ithal bir laikliğin Müslümanlarca genel olarak reddedilmesi, iki dini kültürdeki derin inanç ve deneyim farklılıklarına atfedilebilir. İlk ve birçok yönden, diğerlerinin takip ettiği en derin fark, İslam, Hıristiyanlık ve Yahudiliğin birbirlerine zıtlık teşkil eden kuruluş mitlerinde - bu ifadeyi hiçbir saygısızlık amacı gütmeden kullanıyorum- görülebilir. İsrail’in çocukları esaretten kaçtı ve Vadedilmiş Topraklara girmelerine izin verilmeden önce 40 yıl boyunca vahşi doğada dolaştı. Liderleri Hz. Musa Vadedilmiş Topraklara sadece bir bakış atabildi, girmesine izin verilmedi. Mesih küçük düşürülüp çarmıha gerildi ve takipçileri, yönetim üzerinde hakimiyet kurup devleti, dilini ve kurumlarını kendilerine göre dönüştürmeden önce zulüm çektiler, şehit oldular. Hz. Muhammed ise hayattayken başarıya ve zafere ulaştı. Kendi vadedilmis topraklarını fethetti, kendi devletini kurdu ve en üstün egemen güç oldu. Bu şekilde yasalar koydu, adalet dağıttı, vergi topladı, ordu kurdu, savaş ve barış yaptı. Başka bir ifadeyle, o hükmetti ve hükümdar olarak kararları ve yaptıklarına dair anlatılar islami metinlerde kutsal sayıldı, Müslüman geleneğinde kuvvetlendi.”
Sayfa 118 - Kronik Kitap
Önemli olan nokta şudur: Eğer İslam özgürlük, bilim ve ekonomik gelişmeye maniyse, İslam toplumu geçmişte, yani Müslümanlar kendi inançlarının kaynak ve ilhamlarına bugün olduğundan daha yakın oldukları bir zamanda bu üç sahada nasıl öncü olmuştu? Bazıları cidden bu soruyu farklı bir biçimde sormuştur: ''İslam, Müslümanlara ne yapmıştır?'' diye değil ''Müslümanlar İslam'a ne yaptılar?'' diye sorulup suçu belirli hocalara, doktrinlere ve gruplara atarak cevap verdiler..
Sayfa 181 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
İslam gücünün doruğunda bu seviye, nitelik ve başarı çeşitliliğiyle kıyaslanabilecek sadece bir uygarlık vardı, o da tabii ki Çin'di. Ancak Çin uygarlığı gerçekte yereldi ve tek bölgeye (Doğu Asya'ya) ve tek ırk grubuyla sınırlıydı. Sadece komşu ve akraba halklar olmak üzere bir nebze dışa açılmıştı. Bunun aksine İslam çeşitli ırkları içinde barındıran, çokuluslu, uluslararası, hatta kıtalararası denebilecek bir dünya uygarlığı yaratmıştı..
Sayfa 11 - Kronik KitapKitabı okudu
Sonra birden ilişkiler değişti. Rönesans'tan önce bile, Avrupalılar uygarlık ve sanatlarda çok önemli ilerleme kaydetmeye başladı. Yeni Bilim'in gelişiyle Avrupalılar, İslam dünyasının bilimsel, teknolojik ve nihayetinde kültürel mirasını arkalarında bırakarak şaşırtıcı bir hızla ilerlediler. Müslümanlar uzun süre bundan bihaber kaldı.
1899'da Kadının Özgürlüğü [Tahrirü'l Mer'e] adı altında Arapça muhteşem bir kitap çıktı. Yazarı Paris'te eğitim görmüş ve kendisini etkilediği belli olan Fransız bir kız arkadaşı olan genç Mısırlı avukat Kasım Emin'di. Paris'teyken Kasım Emin tutkulu bir kadın hakları savunucusu olmuştu. Kitabının ana konusu kadınları eğiterek konumlarını yükseltmek ve böylelikle sosyal ve mesleki hayata girişlerini sağlamaktı. Emin özellikle örtünün kaldırılmasını ve çokeşliliğe, cariyeliğe ve talaka onay veriyormuş gibi görünen Kur' an ayetlerinin yeniden yorumlanmasını öneriyordu. Ona göre Müslüman toplum sadece kadınları özgürleştirerek özgürleşebilirdi çünkü özgür bir toplum bütün mensuplarının özgür olduğu bir toplumdur. İslami bakımdan bu devrimsel önerilerini meşrulaştırma çabalarına rağmen Kasım Emin' in kitabı Mısır ve diğer yerlerdeki gelenekçi yapıların ciddi tepkisini doğurdu.
İslam topraklarında köleliğe karşı hareket sadece Batı etkisi sebebiyleydi. Siyahi köleleri özgür kılan ilk Müslüman hükümdar Tunus Beyi'ydi. Ocak 1846'da isteyen her siyahi kölenin azat edileceğini emretmişti. Tunus Beyi'nin bu emrinin sebepleri arasında "siyah ırkların içinde bulunduğu kölelik durumu" için Müslüman kadılar arasında hukuki temel hususunda belirsizlik olması ve siyahi köleleri "yabancı mercilerin korumasını aramaktan" alıkoyma ihtiyacı yer alıyordu.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.