Merak, heyecan ve sürükleyicilik bakımından son zamanlarda okuduğum en iyi telif polisiye romandı. Kitabın başından sonuna kadar, hikayenin içerisinde kaldım.
Karakter ve mekan betimlemeleri üst düzeydi. Bana göre 2020 yılının Kristal Kelepçe ödülünü gerçekten hak eden bir kitap olmuş.
Birkaç ufak eleştirim olacak tabi ki. Hikayenin ana karakteri Savcı Ethem ve katibi Ziya, soruşturmayı savcılık makamından ziyade cinayet büroda görevli personel gibi yürütüyorlar. Yani daha çok delil toplama konusunda emir verip iddianameyi yazacak bir makam gibi değil de, ipuçlarının, şüphelilerin peşinde koşan, hatta yeri geldiğinde silahlı çatışmaya giren bir asayiş polisi gibiler. Bu kişiler hikayede polis karakteriyle yer alsalar daha ilgi çekici olabilirmiş.
Metinde akıcılık hiç kaybolmamakla birlikte, kitabın sonlarına doğru konular biraz fazla hızlı geçilmiş. Daha ne olduğunu anlamadan, okuyucu olarak kendimi bir başka olayın detaylarını idrak etmeye çalışırken buldum birkaç kere. O kısımlar biraz daha detaylı anlatılsa okuyucunun sindirmesine yardımcı olabilirdi bence.
Hikayenin güzelliği, dilin sadeliği, merak unsurunun nerdeyse arşa değen çıtası karşısında birkaç ufak tefek, küçük çaplı mantık hatasını kadı kızı kusuru olarak görüyor ve polisiye severlere bu ilgi çekici kitabı kesinlikle öneriyorum...