Bir Abdülkadir Geylani Romanı

Hay Sultan

Nuriye Çeleğen

Hay Sultan Posts

You can find Hay Sultan books, Hay Sultan quotes and quotes, Hay Sultan authors, Hay Sultan reviews and reviews on 1000Kitap.
"Ya Rabbi ihsan eyle! Ya Rabbi ihsan eyle! Ya Rabbi beni nefsimden halas eyle!"
Gündüz göz ise akşam, aşktı. Gündüz ceset ise akşam, onun ruhuydu. Gece ile demlenmeyen kulluk, secdelere akmayan gece, kulun ellerinden tutmazdı.
Reklam
İnzivada olan için akşamla gündüz ne fark ederdi ki? Gündüzlerini de gece gibi ihya edenler için her dem, miraçla tutunmuş akşam değil miydi? Olsun, akşam sırdı. Gündüzün ihyası gecenin ellerinde bereketlenirdi. Gündüz akılsa akşam, kalpti.
"Şiarınız sessizlik olmalı. Varlığa hâkim olarak sükûtu libas gibi giymelisiniz!"
Yalnızlık sırrını kuşandım. Kalb-i münzeviye ulaştım.
Her şeyden Allah'a yakınlığım kadar uzaklaşırken her şeyden uzaklaştığım kadar da Allah'a yakınlaştım.
Reklam
"Ey Abdülkadir! Uyku için yaratılmadın. Biz seni hiçbir şey değilken sevdik. Sen bir şey iken de bizden gafil olma!"
Tasavvufun dört aşamalı yolunun ilk aşaması şeriat, ikincisi tarikat, üçüncüsü marifet ve dördüncü aşaması hakikatti. Bu aşamalarda üç derece ile yol alınırdı. Birinci derecesi ilmelyakîn, ikincisi aynelyakin, üçüncüsü de hakkalyakindi. İlmelyakın aklın, aynelyakin kalbin, hakkalyakîn de ruhun hayat derecesinde imanının inkişafıydı. Bu aşamalarda seyir için en önemli vasıta inzivaydı.
Abdülkâdir Geylânî bu makamdaki kişinin Allah'ın ahlâkı ile ahlâklanması gerektiğini ve Allah'ın yüz on yedi güzel ahlâkı olduğunu söyledi. "Allah'ın ahlâkı ile ahlâklanınız!" hadisini Allah'ın sıfatları ile sıfatlanınız şeklinde açıkladı. Allah'ın sıfatları ile sıfatlanmaya da ancak beşeri sıfatlardan soyutlandıktan sonra ulaşılabileceğini belirtti. Bu makama gelince şu hadis-i kudsinin sırrının ortaya çıkacağını söyledi. "Ben bir kulu sevdiğim zaman, onun kulağı, gözü, eli ve dili olurum. O benimle işitir, benimle görür, benimle tutar, benimle konuşur ve benimle yürür." Ona göre Allah'ın dışında her şeyden arınınca vav makamı hasıl olurdu.
Tasavvuf kelimesinin üçüncü harfi 'vav' idi. Velayete işaret ederdi. Kişinin Allah ile dost olması ancak kalbin saflaşmasından sonra olurdu. Allah ile dost olana da veli denirdi. İnsan kötü ahlâklı biriyle dost olmaktan nasıl kaçınırsa, Allah da kötü kalpliyle dostluktan kaçınmaktaydı.
Reklam
Bu aşamalardan sonra kişi sad makamında saltanatını kurup velayet makamında Rabbi ile dostluğa kavuşurdu. Çünkü dostluk muhabbetle olurdu. Muhabbet saflaşmış bir kalpte bulunurdu. Tasfiye olmamış kalp cansızdı. Cansızın sevme özelliği yoktu. Ne zaman kalp tasfiye ile hayat bulursa orada ilk tezahür eden sevgi olurdu.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.