Aslında zamanın bir yere ilerlemedigini ezelle ebet arasında öylece durduğunu tıpkı bir yolda yürüyormuşçasina,zamanın içinden geçip gidenin insanın ruhu olduğunu düşünüyordum
Kaldı ki aşk isteyerek elde edilecek bir şeyden ziyade aniden gelip hayata giren, belki yaşantıyı altüst eden, belki tümden değiştiren bir çeşit büyü olmalıydı.
Her gün pek çok şey bekliyordum; gelmek bilmeyen otobüsler, randevusuna geciken sorumsuz arkadaşlar, bir türlü demlenmeyen çay, zamanın yavaşladığı sıkıcı dersin bitimi...Fakat daha önce annem hariç herhangi bir kadını özlemle beklemişliğim yoktu.