Beni dışlayanlara kendimi anlatamaz mıydım? Bu ülkeyi ben de en az sizin kadar, belki de sizden çok seviyorum, diyemez miydim? Demedim mi? Dedim. Sonrasında gene suçlanmadım mı? Onların topraklarında gözüm olduğu söylenmedi mi?
Bir yere ait sayılmak için mezarlıklarında kaç neslin yatması gerekir? Her şey bir isimde mi gizlidir, adının farklı olmasının diyeti hiç bitmeyen bir konukluk mudur?...
Sahi, bana hep 'prensesim' derdi. Oysa ben sadece külkedisiydim. Bir hayal kurdum, ama kısa sürdü. Arabam balkabağına, sürücüm fareye, sevdiğim göçmen kuşa döndü.
Ondan sonra adını Bismillahsız ağzına almayan mahallenin erkeklerinden hangisi Allah’a inanırdı. Bunca günahı yüklenemezdim. Ben kendi inançsızlığımı yüklenip cehenneme razı oldum. Ama hiçbirinizi cennetten etmedim.