Romanda Matematik öğretmeni Mualla Hanım'ın sekerat anı anlatılıyor. Çocukluğundan ilk gençlik yıllarına, evliliğinden çocuklarının sevdiklerine- sevemediklerine, hayatına dokunan kişiler ve yaşanmışlıklar... Hatırlanan her olay ya da kişi duygu durum bakımından ortaya konuluyor. Kibirler, görsünler, beğensinler, burnu havalarda göstermeler, gösterişler, ne derler... İç konuşmalar, vicdani durumlar. Pişmanlıklar., çaresizlikler. Hesaplaşmalar, tevbeler. Bazen de oh oldular. Romanın özeti mi: Dünyada yaşanılan her olayın sonsuzda bir karşılığı var. Dünyada gördüğümüz her olayın arkasında en güzel isimlerinden biriyle Rabbimiz var.
Çok şeyi bilsek de teoride, somut olaylarla anlatılınca daha bir yer ediyor âlemimizde. Bazı kitaplar sadece dünyalık oluyor. Faydamıza olacak pek bir şey taşımıyor öteye. Bazı kitaplar tamamen zaman israfı. Ötede bu zaman israfının hesabını vereceğimiz kesindir muhakkak. Ama bazı kitaplar da kalbinizde bir yerlere dokunuyor. Belki yanağınızdan bir damla yaş süzdürüp hayatınızda yeni sayfalar açtırıyor. Otuz sekiz dakikada tüm hayat, nasıl da film şeridi gibi gözünüzün önünden geçiyor ölüm anında; dün gibi, an gibi. Dünya geçici. Bugün var yarın yok. İşte bu gibi kitaplardır sonsuzda bize faydalar sağlayacak olan. Geçiciyi ebedileştirecek olan.
Ölümle ilgili, dünya hayatının geçiciliğiyle ilgili, ne ekersek onu biçerizle ilgili, Rabbimizin güzel isimleriyle ilgili, ölüm meleğinin özellikleriyle ilgili farkındalıklar oluşturan yazarımız Mustafa Ulusoy’a teşekkür ediyorum. Halep’in ve Hayat Apartmanı’nın dilinden okuduğum anlatımlar için durup bir daha teşekkür ediyorum.