Hayat Bir Kervansaray

Emine Sevgi Özdamar

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Birisi ölürse, sanki senin göğsüne bir taş oturur da bir da­ha kalkmaz. Sevdiğin bir insan, ruhunu Allah'ın ellerine tes­lim edip ölürse, senin içinde kırk mum yanar. Ölüyü göm­dükten sonra, içinde her gün bir mum söner. Otuz dokuz mum söner, kırkıncı mum, sen ölene kadar içinde yanmaya devam eder. Ah, bu yalan dünyada ölümden yakın köy yok."
Sayfa 65 - Turkuaz KitapKitabı okudu
"Nine­me, insanların niye bir öyle, bir böyle olduklarını sordum. "Boğaz, kırk boğumludur. İnsan bir şey söylemek isteğinde, kırk kez yutkunup öyle konuşmalı, bazı insanlar yutkunma­dan konuşur, sonra ortada bir topak bok kalır," dedi."
Sayfa 50 - Turkuaz KitapKitabı okudu
Reklam
Kuyruklu Kürt
"Okula gittim. Kadın öğretmen herkesin adını ve doğum yerini sordu. "Anadolu'da Malatya'da doğdum," dedim ben. Öğretmen, "O zaman Kürtsün, kıçında kuyruğun vardır se­nin," dedi. Sonra güldü, ötekiler de güldüler ve bana isim taktılar: "Kuyruklu Kürt".
Sayfa 26
Burada insan rüzgarı duyabiliyordu, nemi de duyabiliyordu. Sabahları uyanınca, insanın donmuş kemiklerini önce hayata geri dön­dürmesi gerekiyordu, burada her şey vücudun içine yerleşi­yordu.
Turkuvaz KitapKitabı okudu
"Almanya'ya gitmek için doktor kontrollerinden geçmek gerekiyordu: İdrar bırakmak, kan vermek, dişleri göstermek. Dişlerin içleri boşsa hemen doldurtmak gerekiyordu. Bunu caddede Alman irtibat bürosunun önünde bir sandalyede yapan hızlı diş doktorları vardı. Bu İstanbul Alman İrtibat Bürosu'nun önünde idrar satıcıları ve sağlık tozu satıcıları vardı. Bunları, Almanya'ya gitmek için ilk kez köylerinden şehre gelen köylülere satıyorlardı. Bu binanın önünde toplanan herkes kendi idrarından korkuyordu. Köylüler idrar satıcılarından idrar alıyorlardı. Bu şehirli idrarın kendi idrarlarından daha iyi olduğuna inanıyorlardı. İdrar satıcıları idrarı plastik bir tabancanın içine boşaltıp köylülere veriyorlardı, köylüler idrarı plastik su tabancalarıyla Alman İrtibat Bürosu'na daha kolay sokabilsinler diye. İrtibat bürosundaki gerçek doktorun yanında bir perdenin arkasında idrar bırakmaları gerektiğinde, donlarının içinde saklı tabancadan idrarı gizlice doktor kavanozuna fışkırtıyor ve doktora veriyorlardı. Bu köylülerin çoğunun Almanya'ya gitmelerine izin verilmedi, çünkü tabancanın içindeki yabancı idrar hastalıklıydı."
Sayfa 277
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.