“Bundan dört yıl önce, her şeyin ters gittiği bir döneme girmiştim. Özellikle bu gibi dönemlerde insan sadece kısmetsizlikleri görmeye başlıyor, kendini daha çok umutsuzluğa bırakıyor. İşte tam da öyle bir anda bundan sonra artık böyle herhalde demeye başlamıştım.
- Nergis Kumbasar -
“Üçüncü sınıftayken zengin ailelerin çocuklarını gönderdiği özel bir okulda yatılı olarak okuyordum. Ferdi Ştatzer diye meşhur bir piyanist, bu okulda özel piyano dersleri veriyordu. Ben de piyanonun başında bu özel dersleri saatlerce izlerdim. Bir gün, ‘Piyanonun başında saatlerdir izleyip duruyorsun, senin yeteneğin var galiba, gel çalışalım,’ dedi.”
- Seyfi Dursunoğlu -
“Bir sonraki vapurla Karaköy’e dönerken yakaladım kendimi; ‘Ben ne yaptım, neden böyle bir şey yaptım? Şu an başlamadan büyük bir şansı kaybetmiş olabilirim,’ gibi düşüncelerle, içimde büyüyen bir korkuyla geri dönüyordum...”
- İsmail Hacıoğlu -
“Bir gün kamp tesislerinde telefonum çaldı; arayan Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Vekili Prof. Dr. Turgay Atasü’ydü... ‘Yılmazcığım, merhaba,’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti; ‘Biz yarın Milli Takım’ın hocasını açıklayacağız, sana da görev vermek istiyoruz, ne dersin?’ dedi.”
- Yılmaz Vural -
(Tanıtım Bülteninden)