"Psikanalist satır aralarını okur." O sadece kendisine doğrudan söylenen şeyleri duymakla kalmaz, her türlü davranıştan da birşeyler çeşitli sonuçlar çıkarır. Aslında her hareketi dışa vurumu anlamlı olan, fakat bireyin bütünlüğü içinde kaybolan kişiliğin özüne iner. Davranışlar sadece bir insana özeldirler ve bir başkasında bulunmazlar. Onun içindir ki, birbirinin aynısı iki insan olmadığı gibi, birbiriyle özdeş iki insan hareketi de yoktur. Birbirlerine benzeyebilirler ama hiç bir zaman birbirlerinin aynısı olmazlar. Elini aynı şekilde kaldıran, aynı şekilde yürüyen ve başını aynı şekilde sallayan insan yoktur. Bundan dolayıdır ki, yüzünü görmeseniz bile, bazen bir kişiyi yürüyüşünden tanıyabilirsiniz. İnsanın yüzü gibi, yürüyüşü de onun bir özelliği olabilir. Yürüyüş, bazen yüzden bile daha önemlidir. Çünkü yürüyüşü değiştirmek, yüz ifadelerini değiştirmekten daha zordur. Yüzümüzle yalan söyleyebiliriz. Bu, bizim hayvanlarda bulunmayan bir özelliğimizdir. Ama bedenimizle yalan söylememiz daha zordur.
Sadizmden bahsedilince genelde cinsel sapmayı, mesela bir erkeğin ancak bir kadını döverek veya onu herhangi bir şekilde kötüye kullanarak tatmin olmasını anlarız. Sadizm aynı zamanda, bir başkasına bedenen zarar verme hırsı veya arzusu demektir. Sadizmin temelinde yatan şey, bir diğer canlı varlık üzerinde mutlak hakimiyet sahibi olma isteğidir. Bu diğer canlı bir hayvan, bir çocuk veya yetişkin olabilir. Ama her ne olursa olsun, sadist kimsenin bu diğer canlıyı kendine ait bir bir şey ve hükmettiği bir nesne halinde algılaması söz konusudur.
Eğer sevginiz, karşılığında bir sevgi doğurmuyorsa; eğer seven bir kimse olmanız, sizi sevilen bir kimse yapmıyorsa bu, sevginizin güçsüz olduğunu gösterir ve netice de umutsuzluğa yol açar.