İnsan şunu bilmelidir ki; dünya tarlasını ekip biçmek, ondan faydalanmak kirayı (zekat, sadaka) vermeye bağlıdır. Aksi takdirde tarlayı terk etmek gerekir. Yaşamak, Allah'ın emrini yerine getirmek için çalışmaktır. Gerçek zevki burada aramak lazımdır. Allah'ın emrini yerine getirdiğimiz müddetçe hayattan zevk alırız. Bu zevki bizlere bağışlayan Allah'tır. Allah'ın emrini yerine getirmeye çalışmaksızın emek ağacından zevk yemişleri toplamayı düşünmek, çiçekleri sapından koparıp, toprağa köksüz dikmek gibidir. Biz buna inanır, bunu söyleriz. Bunun için hep gerçeklerin peşinde koşar, yalanlarla oyalanmayız. Bizim dinimiz, mutluluğun, Allah'ın emrini yerine getirmekte olduğunu söyler. Mutluluğu gelip geçici şeylerde aramak ve onlara bağlamak ne kadar budalaca bir düşüncedir. Nasıl ki tekerlek döndükçe onu oluşturan oklar da döner, işte aynen bunun gibi zevkler de Allah'ın emrinin yerine getirilmesine bağlıdır. Mutluluk ilahi tekerleğin dönmesinin bir sonucudur.