Rainer Maria Rilke ve Auguste Rodin’in hikayesi daha da açıkçası hayat mücadelesi diyebiliriz. Sanatçı olmanın ağır yükünü, kimi zaman ödüllerini kimi zaman cezalarını ortaya koyan, döneme ışık tutan şahane bir eser. Bir sanatçının kabul edilmesi, desteklenmesi, ilham araması ve hayatı nasıl yaşamalı karmaşasına cevap aramasının yanında çektiği maddi manevi sıkıntılara, duygusal geçişlerine, dostluklarına, hüzünlerine ve mutluluklarında da şahit olacaksınız. Sanatçıların karşılaştığı zorlukları anlamak ve hayata onların penceresinden bakmak isteyenler için kaçırılmaması gereken bir kitap.
Her satır arasında ünlü bir sanatçıyla karşılaşmak mümkün. Cezanne, Picasso, Nietzsche, Salome, Baudelaire... Rodin ve Rilke’nin yollarının kesiştiği tarihe ismini yazdırmış sanatçılara ek olarak geçmişte yaşamış ünlü isimlerden de esintiler bulabilirsiniz. Sayfalarda ilerledikçe, bilmediğiniz bir semtte gezerken rastgele girdiğiniz sokakta çok sevdiğiniz birisiyle karşılaşmış hissi sarıyor sizi. Oturmuş bir sanat tarihi filmi izliyormuş gibi ele alınmış bu eseri kesinlikle öneriyorum. Detayları kaçırmamak adına tekrar okuyacağım. Hatta tekrar tekrar.