“Biz, hayır demeyi, işim var demeyi, olmaz demeyi beceremeyen insanlarız. Yorgunluğumuz bitmez bizim..”
Ne doğru demiş Reşat Nuri Güntekin.
Kültürel olarak başkasına hayır demenin ayıp olduğu bilinciyle yetiştirilmiş bir toplumun evlatları olarak, kişisel sınırlarımız ve haklarımızı korumamız konusunda çok da becerikli olmadığımızı söyleyebiliriz aslında.
“hayır” demenin karşımızdaki kişiyi incitmek olduğunu düşündüğümüz için bu cevabı vermekten çekinebiliyoruz. Bizi zor durumda bırakacak, yoracak, strese sokacak olaylara sadece sevdiklerimizin gönlü olsun veya kibar davranayım diye verdiğimiz “evet” cevapları özgüven kırılmasına, yıpranmaya, strese sebep olabiliyor hatta bir süre sonra kendi kararlarımızı verememe noktasına gelebiliyoruz oysa hayır demek onları kırmak veya reddetmek değil, kendi sınırlarımıza sahip çıkmak aslında.
Kendi beklentilerimiz ve ihtiyaçlarımız doğrultusunda içimizden geldiği gibi bir cevap verirsek enerjimizi ve zamanımızı kendimize ayırabilir, zor durumlarla karşılaşma riskimizi en aza indirebiliriz.
Bu kitap kimlere neden hayır diyemediğimiz üzerine kurgulanmış, verdiğimiz yanıtlar sonucunda nasıl mücadele edebileceğimizi, bu şekilde nasıl daha sağlıklı ilişkiler kurabileceğimizi göstermiş. Tabi ki değişim bir anda mümkün değil ama bir yerden başlamak gerekir.
Zaman zaman ünlü şairlerden alıntılar yapması ve basit bir dil kullanması kitabın kolaylıkla okunmasını sağlıyor. Unutmayın ki “hayır” diyemediğimiz bütün “evet” ler omuzumuzda yüktür.
Keyifli okumalar