"Sahaflar Şeyhi" olarak cümle gönüllerde taht kuran Muzaffer Ozak'ın yaptığı şu tespitin hatırlatıcısıdır Ayşe Şasa: "Batı (yani Aydınlanma hareketi), bâtıl olan dinini, akla tutunup geri plana attı. Eleştirel aklı Batı, bâtıl dininin tasfiyesi için kullandı. Ancak biz onlara sorgusuz öykünerek hak olan dinimizi geri attık. Ve feci bir biçimde geriledik. Düştük. Düştüğümüz yerden kalkmamızın formülüyse, geleneğimize ve dinimize sahip çıkmaktır."
"Hayatım boyunca ailede bana büyük bir şefkat gösteren tek insan anneannem. Bir gece hasta olmuşum. Hıçkıra hıçkıra ağlarken, Schwester Katie hiçbir müdahalede bulunmuyor; annem ve babam, vazifelendirdikleri mürebbiyelerine tam bir itimatla odama bile girmiyorlar. İşte o an bir Osmanlı hanımefendisi olan anneannem, babamın üzerine yürüyor ve 'Avni bey, sizi mahkemeye vereceğim, bu çocuğa zulmediyorsunuz!' diye isyan ediyor. Zavallı anneannem daima büyük bir esef duymuş benim bu yabancı mürebbiyelere teslim edilmemden. Annem yıllar sonra itiraf etti, anneannem annemi 'Çocuğunuzu bu ecnebilerin eline böyle kayıtsız şartsız bırakmayın!' diye çok ikaz etmiş."