Yaptığım araştırmalarda gördüm ki aslında kitap Türk okurlarıyla ilk kez Halide Edip Adıvar’ın çevirisiyle buluşmuş.
Dünya Edebiyatının aykırı ve sert fikirleri ile sarsan İngiliz yazar George Orwell’ın , Hayvan Çiftliği, onun çağdaş klasikler arasına girmiş ünlü bir yapıtıdır. Bu roman, dünya edebiyatında ‘yergi’ türünün başyapıtlarından biridir. Hayvan Çiftliği’nin kişileri hayvanlardır. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir.Romanın alt başlığı Bir Peri Masalı’dır. Küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değildir; ama roman, bir masal anlatımıyla yazılmıştır.
Orwell aynı zamanda toplum idealinin masalsı yanına da dikkat çekmiştir. Romanın bütününe yayılan komik unsur, basit bir güldürüyü değil, çok kapsamlı bir hicvi amaçlar.
Halk masallarında, La Fontaine’de, fabllar ve folklorda benzer temalara rastlayabiliriz. Orwell’in hikayesinde yer alan hayvanlar ve çiftlik de benzer bir anlayışın ürünü.
Orwell romanda kişilik tasvirleri de yapıyor, yaşanan her sıkıntıyı kendinden bilen ve daha çok çalışması gerektiğine inanan bir atı, sahibinin taktığı kurdelayı ve onun avucundan yediği şekerleri özleyip komşu çiftliğe kaçan başka bir atı, liderin söylediklerini çiftlik sakinlerine iletmekle görevli güvercinleri, lideri korumakla görevli dokuz adet köpeği, ve işi iyice yüzsüzlüğe vurup, yaptığı düzinelerce çocuğuyla çiftliği mülkü gibi kullanan, komşu çiftliklerin sahipleriyle kumar partileri düzenleyen lider domuz Napoleon’un şahsında baskıcı yöneticilerin gerçek yüzlerini okuyucunun zihnine kazıyor.