Dün gece çini tepsiyi taşa vurdum; sarhoştum, o yüzden bu taşkınlığı yaptım. Ama testi de bana hâl diliyle dedi ki:
Ben de senin gibiydim; sen de benim gibi olursun.
Oğul,
Her sırrı mâdem ki biliyorsun; ne diye boş yere bu kadar çarpınır, çırpınırsın? Değil mi ki bir iş, dileğince olmuyor; bari yaşadığın zamânı hoş geçir.
Hayyâm, günah ettim diye bu yasa batmak da nedir; gam yemekten az çok ne fayda elde edilir? Günah eden olmazsa, bağışlanmak da olmaz; bağışlanmak günah içindir; bu gam da nedir?
Zamânede az kişiyle dost olman daha iyi,
zamane ehliyle uzaktan konuşman daha yerinde. Tümden kendisine dayanıp güvendiğin kişiye, akıl gözünü açıp bakarsan görürsün ki düşmanın odur.
Eskiyip gidenlerin, yeniden gelenlerin her biri bir zamancağız murâdınca koştu, didindi; ama dünya işi, kimseye ebedi olarak kalmadı. Gittiler, gidiyoruz; başkaları da gelirler, giderler.
Zevâli olmayan kâinatın güneşi aşktır; tâlii kutlu yeşilliğin kuşu aşktır; aşk, bülbül gibi ağlayıp inlemek değildir; ölesin de sesin bile çıkmasın; aşk budur.