Ömer Hayyam hakkında yazılmış ender kitaplardan biri. Akıcı, sade ve anlaşılır bir dili var. Hayyam'ın yaşam öyküsü Doğu'ya özgü biçem ile gerçekliği temel alarak, hayal gücü yardımıyla kurgulanmış. Alp Arslan, Melikşah, Nizam-ül Mülk, Hasan Sabbah, Gazali tarihsel gerçekliklerinde kitapta yerlerini almışlar. Kitapta gökbilimci, matematikçi, şair ve filozof Hayyam anlatılıyor. Hayyam bilim düşmanları tarafından dinsiz olarak nitelenmiş ve bütün izleri bu çevreler tarafından silinmeye çalışılmıştır. Mollalar, medrese; zamanın genel geçer bilgi ve kavramlarına aykırı Hayyam'ın izlerini silmek konusunda bir ölçüde başarılı olmuşlardır. Yeni takvimi bulan, öklid'i yorumlayan, evren, güneş, dünya, yıldızlar hakkında araştırmalar yapan Hayyam düzenden yana olanlara aykırı gelmiştir. Bilim ve molla düşünce tarzının çatışması günümüzde de güncelliğini korumaktadır. Kitabın 296. sayfasında ay tutulması ve buna halkın bakış açısı şöyle dile getiriliyor: "Gökyüzünde koca bir tekerlek gibi parlayan ayın yüzeyi gölgelerle örtülmeye başladığı zaman, yukarı bakan kalabalık çığlıklar atmaya başladı. Hemen borular ötmeye ve davulların sesi yankılanmaya başlamıştı. Ziller çınlıyor, kadınlar evlerin çatılarında ağlaşıyordu. Ayşe gibi onlar da kötü şeytanın ayı yutmaya çalıştığını sanıyorlardı. Gölge ayın yüzeyinin neredeyse tümünü kapladığı zaman, ellerinde meşaleler ile meydana gelen bir yığın molla, şeytanın gücünü yok etmek için alçak sesle ezberden dualar okumaya başladı. Fakat aydınlık hala üstün gelemiyordu.
Okuyacak olanlara keyifli okumalar.