Süleyman Nazif ve Abdülhak Şinasi birlikte yemek yerlerken Abdülhak Şinasi garsonu çağırıp su istemiş. Edebiyatımızın bu zarif şahsiyeti, kirden ve mikroptan aşırı derecede korkarmış. Hem de eldivenle el sıkacak kadar.
Süleyman Nazif, bunu bildiği için garsona seslenmeden edememiş: "Oğlum, beyefendinin suyunu yıka da öyle getir."
Yazar Hekimoğlu İsmail'e "Yaşlılık nedir?" diye sorduklarında "Bence yaşlılık, ne saçın ağarması ne de belin bükülmesidir, gayesi biten ve ümidi sönen herkes yaşlıdır." demiş.
KUSURSUZ KİM VAR?
Âdil hükümdar Nuşirevan'a 'Kusursuz kimse var mıdır?' diye sorduklarında, şu cevabı vermiş:
-Kusursuz; ancak kendisi için ölüm olmayandır.
Bu kitapta;
Laflara Aklı ve zekayı kullanarak hakaret etmeden nasıl karşılık verileceğini gösteren nüktedan güzel bi eser.
Kitabı okuyarak kitabın adı gibi Hazır Cevap olabiliriz
Talebelerinden biri, Konfüçyüs’e:
--“Ölüm nedir?' diye sorduğunda, Konfüçyüs’ün cevabı şu olmuş:
--Hayat hakkında ne biliyorsun ki, sana ölümden bahsedeyim.