Azîz ve Celîl olan Allah'ın rızası uğrunda katlandığı bu zahmetler yüzünden hakkında âyet nazil oldu:
" İnsanlardan öyleleri de vardır ki, nefislerini Allah'ın rızâsı yolunda satın alırlar."
(el- Bakara:207)
Hazret-i Fatıma (r.a.) hakkındadır. Rivayet ediliyor ki, Resûl-i Ekrem (s.a.v.), Hazret-i Ali (k.v.)'ye şöyle buyurdu:
-Allah Teâlâ'yı seviyor musun?
Ali:
- Seviyorum, ya Resûlallah. Peygamber aleyhisselâm: Beni seviyor musun? buyurdu.
-Evet ya Resûlallah, seviyorum.
- Fatıma'yı seviyor musun?
- Seviyorum, ya Resûlallah.
- Hasan ve Hüseyin'i seviyor musun?
-Evet, seviyorum ya Resûlallah. Peygamber aleyhisselâm:
Ya Ali! Bunca sevgiyi bir gönüle nasıl sığdınyorsun? buyurdu.
Hazret-i Ali, Peygamber aleyhisselâm'ın bu sorusuna cevap veremedi. Kederlenip eve gelince durumu Hazret-i Fatıma (r.a.) validemize açıkladı. Hazret-i Fatıma validemiz:
-Bunda kederlenecek bir şey yoktur. Çünkü, Cenab-ı Hakk'ı sevmek alaldandır. Hazret-i Muhammed aleyhisselâm'ı sevmek imandandır. Beni sevmek şehevî arzu ve nefsanî istektendir. Hasan ile Hüseyin'i sevmek ise tabiattandır, dedi. Hazret-i Ali (r.a.) hemen Peygamber aleyhisselâm'ın yanına gelip aynı cevabı verdi.
Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.), "Bu yemiş ancak Peygamberlik ağacındandır" buyurdu. Yani bu cevap senin cevabın değildi ey Ali! Bu cevaplar Fatıma'nındır, demek istediler. lyi düşünülürse bu cevapta derin bir ilim vardır.