Hazreti Fatıma

Ziya Şakir
10/10
1 Kişi
6
Okunma
1
Beğeni
370
Görüntülenme
Resulü Ekrem Efendimizin bu cani cihandan göçüp gitmeleri, Medine’yi en derin bir mateme gark etmişti. Fakat Hazreti Fatıma’nın çektiği ıstırap o kadar büyük idi ki; onun hiçbir şeyle teselli bulması mümkün değildi. Hatta zevci Hazreti Ali’nin, sarf ettiği bütün gayretler boşa gitmişti; gözyaşları dinmemişti. Günlerce: “Ey rabbin rahmet davetine icabet edip giden babam! Ey ölümün davetçisi Cebrail olan babam! Ey Rabbi izzeti yakinine uçan babam.” Diye feryat etmişti. Hazreti Fatıma’nın bu feryatlarını duyanların tüyleri ürperirdi. Onun çektiği acıyı düşünerek kendilerinden geçerlerdi. Her gün gidiyor; sevgili pederinin kabri üzerine kapanarak oradan aldığı avuç avuç toprakları yüzüne gözüne sürüyor; “Subbet aleyye mesaibun lev enneha Subbet alel eyyami sırne leyaliya.” Diye inim inim inliyordu. Bu, onun söylediği en son mersiye idi. Bunun manası: “Benim üzerime öyle musibetler döküldü ki, eğer bunlar gündüzler üzerine dökülmüş olsaydı mutlaka gece olurdu.” Sevgili Fatıma’sının mübarek cesedini omuzlarına yükledi. Tam kapıdan çıkacağı zaman, Hazreti Abbas’a rast geldi. Onu da yanına alarak, Resulullah’ın defnedilmiş olduğu hücrenin arka tarafındaki Baki’ denilen Kabristan’a gitti. Resullulah’ın Kerime-i Pakizesi ve kendisinin eşsiz ve emsalsiz zevcesi Hazreti Fatıma’yı sessiz sedasız oraya defnetti. Bu mübarek vücut, toprağa girdiği zaman, tam yirmi dört yaşında idi.
Yazar:
Ziya Şakir
Ziya Şakir
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 35 dk.Sayfa Sayısı: 91Basım Tarihi: 2012Yayınevi: Akıl Fikir Yayınları
ISBN: 9786055283094Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
Reklam
Resim