Kitabı; o sırada gemide olan bir denizcinin, Marlow'un ağzından dinliyoruz. Hem bu yönüyle hem de gittiği yerde oldukça yabancı oluşu sebebiyle bana Amok Koşucusu'nu hatırlattı. Ancak tabii ki bu kitap çok daha detaylı ve çok daha tartışılabilir.
Kongo'ya giden Marlow, orada kaldığı süre boyunca buharlı bir gemiyi tamir edip meşhur yetenekli Bay Kurtz'un yanına gitmeye çalışıyor. Oradaki yerliler hakkında ve çalışanlar hakkında düşüncelerini direkt onun ağzından duyuyoruz.
Geminin tamir oluşunun ardından yaşananlar ise kitabın temelini oluşturuyor desem abartmış sayılmam. Genel fikri bu kısımdan sonra anlıyoruz. Ve bu kitabın en çok tartışılan kitaplar arasında olmasının sebebi de bu bölüm.
Kitabın genel olarak kolay bir anlatımı yok. Okurken beni zorladı, kafamı toplayabildiğim bir anda okuyabildim. Başları çok karışık geliyor ama sonradan açılıyor. Kitabın en başında kitapla ilgili bilgilerin yer aldığı kısa bir bölüm var, daha çok bilgi edinmek isterseniz orayı okuyabilirsiniz.
Tarihsel olaylara ilginiz varsa sıkılmadan okuyabileceğiniz bir kitap. Yine de kafanızın boş olduğu bir zamanda okumak çok daha iyi olacaktır. Keyifli okumalar.