İnsan yaptığı bir hatanın bedelini hayatı boyunca öder mi? Pişman olmak, acı çekmek, vicdanın rahatsızlığı hiç mi fayda etmez kadere? Yoksa çekilen acıları görüp, bu, acılara dayanıklı deyip daha da mı yüklenir kader o insana?
Ziya'nın yaşadıklarınında da çocukken yaptığı bir hatanın izi var mıdır bilemeyiz ama, yaptığı hatanın pişmanlığını, vicdan azabını kitabın her sayfasında hissediyorsunuz. Rüya, anılar ve bugünkü hayat üçgeninde, köşelere çarpıp duran zaman kendi içinde atlamalar yapıyor kitapta. Özellikle ilk bölümlerde zamanın kendi içindeki hareketleri nedeniyle dikkatli bir okumak yapmak gerekiyor. Sonrasında tüm anlar zamanda yerini bulacak ve heba olan bir hayata tanıklık edeceksiniz
Ziya'nın yaşadıklarını, özellikle de askerde sınırda, okurken şu cümleyi not ettim; bu dünyada cehennemi gören her insanın bu dünyada cenneti de görmeye hakkı var. Belki de Ziya da bu hakkını kullanmak istemişti Kenan'ın ısrarlarıyla, kimbilir. Ama biliriz ki bu dünyayı kendilerine cennet yapmak isteyenler, en büyük hainliği hep yakın çevresinden görür.