Alman İdealizmi - 2

Hegel

Kolektif
Kendilerine nasıl yaşayacaklarını buyuracak mutlak ahlak kuralları isteyenlerin asıl istedikleri şey, karaktersizliğe bahanedir.
Kangren olmuş uzuvları lavanta suyuyla temizleyemezsiniz
Reklam
Değişmez olanla birleşmek bile, kendini ortaya koymayı içeren bir tasarıdır. Yaşam, yalnızca, yaşananlara dair bitmek bilmeyen bir pişmanlık duyma edimi olabilir; ve çelişki ancak değişmez olanın tarafındaki bir devinimle alt edilebilir.
Gerçek hayat, hayvani dürtülerin ve irrasyonel tutkuların yalnızca bir kargaşasından ibarettir. Rasyonel Stoacı fiilen kayıp ruhsa, Kuşkucu hasmı da bundan iyi durumda değildir.
Sanki tüm hayatım boyunca yanlış melodiyle dans etmiş gibiyim.
sanki tüm hayatım boyunca yanlış melodiyle dans etmiş gibiyim.
Reklam
Ne çok gülmüşümdür. Içinde binlerce kötülük bulunan ama kendini iyi biri zanneden zayıflara.
Ne çok gülmüşümdür. Içinde binlerce kötülük bulunan ama kendini iyi biri zanneden zayıflara.
Yaşam sürdüğümüz dünyada, Tanrı ölmüştür. Bize yalnızca hakkında kavga edeceğimiz bir mezar, boş bir kabir bırakmıştır.
Stoacı düşünce özgürlüğü, fiili dünyadan tam anlamıyla bir çekilmeye dayanır. Epiktetos, Marcus kadar özgürken, Marcus kendi toplumsal işlevinin boyundurluğu altındadır.
Reklam
"Dünyanın nasıl olması gerektiğini öğretmek iddiası üzerine bir söz daha söyleyecek olursak, bu konuda felsefe sahneye daima çok geç çıkar."
Bu anlamda, modern dünyanın gelişimi, törelliğin alanının aşamalı olarak ahlâkî alanın yerini almasına yol açar. Bu süreç, çeşitli düzeylerde gözlenebilir. Yasal olarak onaylanan sözleşmeler, şeref sözüne dayalı vaatlerin yerini alır. Bundan dolayı, bazıları, nostaljiye kapılarak, kendiliğindenliğe ve saf bir ahlâkî yükümlülüğe özgürce riayet etmeye yer bırakmayan yasal bir yükümlülüğün 'biçimciliği'ne karşı çıkar. Hegel bu itirazlara şu cevabı verir: "Her iki biçim de gözetilmelidir: Biçimsel olanın yanı sıra tamamen sözel bir sözleşmeye de uyulmalıdır, ama her zaman, salt bir şeref sözüyle yetinilmesi beklenemez" (V.Rph., III, 660). Tamamen sözel bir sözleşmeye uymanın ahlâkî yükümlülüğü, tıpkı Kant'ın Pratik Aklın Eleştirisi'ndeki ünlü teminat gibi geçerli kalmaktadır. Ne var ki, yasal 'biçimcilik', toplumun gelişmesiyle birlikte, şeref sözünün yerini alma eğilimindedir ve ahlâkî alanı kısıtlayan ya da kısıtlıyor görünen bu gelişmeye karşı nostaljik itirazlar sadece aklanamaz olmayıp, aynı zamanda ahlâkî olarak narsistçe zevk alınan kişinin tikelliğine oransız bir bağlılığı da eninde sonunda açığa vurur.
Sayfa 485 - Ahlaki Gerilim ve Politikanın Önceliği, Domenico LosurdoKitabı okudu
Hegel'in çok güzel bir sözü var: “Zekasını beğendiğin birisinin görüntüsünü merak etme. Zekasını kullanmayan birinin ise görüntüsünden etkilenme."!
En vefakar dostumuz gölgemizdir bilirsiniz.. Ama unutmayın ki; o da yoldaşlık etmek için güneşli havayı bekler.
Sanki tüm hayatım boyunca yanlış melodiyle dans etmiş gibiyim.
Resim