Hegel, TF’de, bilinip-tanınma için mücadele tema’sını yeniden ele alır ve daha belirgin hale getirir. Bu mücadelenin, insanoluşturucu özelliği üzerinde ısrarla durur; İnsanın, hayvandan yola çıkarak kendini ancak, bu Mücadelede ve Mücadeleyle yaratabildiğini söyler. Ve bu Mücadelede, önemli olanın, öldürme (iradesi) değil, hiçbir zorunluk olmaksızın, hayvan olarak kendini ölüm tehlikesine atma ve zorlama da söz konusu olmaksızın, bu tehlikeye atılma iradesi olduğunu vurgular. Bilinip-tanınmanın hakikatine, katıksız bir prestij için girişilen Mücadelede iradî olarak kabullenilen ölüm tehlikesiyle ulaşılır. “Hakikat” ,- yani açığa-vurulmuş-gerçeklik ve dolayısıyla gerçekliğin kendisi söz konusudur burada. İmdi, İnsan, bilinip-tanındığı ölçüde insansal olarak gerçektir ancak. Demek ki, ölümü göze almanın iradî ediminde ve edimiyle kendini meydana getiren ve yaratan şey, insansal gerçekliğin kendisidir. s. 154