Hegel'in Mutlak İdealizmi

Enver Orman

Hegel'in Mutlak İdealizmi Posts

You can find Hegel'in Mutlak İdealizmi books, Hegel'in Mutlak İdealizmi quotes and quotes, Hegel'in Mutlak İdealizmi authors, Hegel'in Mutlak İdealizmi reviews and reviews on 1000Kitap.
“Hegelci diyalektik düşünüş açısından, bir şeyin mantığı ve varlığı, zaman ve mekân açısından birbirlerinden ayrışan belirlenimler değildir. Tinsel ya da maddi tüm belirlenimler, tam da belli bir varlığa sahip oldukları için mantığa, belli bir mantığa sahip oldukları için varlığa sahiptirler. Hegel bir ‘pan logist’ , yani Türkçesiyle ‘tüm-mantıkçı’dır. Hegel için kendi gerçekliği için hiçbir mantıksal neden veya koşula sahip olamayan bir şey, zaten var değildir ve varolamaz. Eğer mantık yalnızca biçimsel değil ontolojil içerik açısından da doğruluk içeriyorsa, akılsal düşünme olarak alınabilir. Mantık ve akılsal düşünme arasındaki bu çakışma, Hegel’in Hukuk Felsefesi’nin Önsözünde dile getirdiği meşhur ve önemli “akılsal olan edimseldir; ve edimsel olan akılsaldır” sözünü anımsatır. s.143
“Hegel’in Fenomenolojisi bizi duyulur kesinlikten algıya, algıdan anlayış yetisine, anlayış yetisinden akla ve akıldan tine kavramsal bir yolculuğa çıkarmıştı. İnsanın tinsel gerçekliğinin en üst aşaması olarak felsefe saptanmıştı. Bu kavramsal ve tinsel yükseliş sürecinin mantığı, felsefe tarihinin en olgun sisteminin Hegel’in kendi felsefesi olduğunu bize söyleyecektir, çünkü felsefi tine tüm bu yükselişi kaleme alan Hegel’in kendisidir.” s. 141
Reklam
Din ve felsefe aynı içeriğe sahiptirler ve ikisi de sonsuz ile sonlu, mutlak ile ilinekselin ilişkisini konu edinirler. Din felsefeden farklı olarak kendi hakikatini, Tanrı 'yı resimsel ya da tasarımsal düşünceyle dile getirir. Din aynı zamanda mutlak varlığa dair bu tasarımsal düşünceyi belli bir törel topluluğun inancı kılar. Hegel için, inançtan bilgiye, duygudan düşünceye, metafor ve öykülerden argümantatif ve 'soyut' düşünmeye geçiş ve yükseliş süreci, insanlık tarihi bağlamında çok önemlidir. Tin için sekülerleşme ve dünyevileşme, yalnızca ontolojik ve epistemolojik açıdan bir özgürleşme süreci değil, etik, estetik ve politik açıdan da bir yükseliş ve olgunlaşma sürecidir. Bu bağlamda tasarımların kavramlara yükseltilmesi, dinsel metaforlar ve metafizikten felsefi spekülasyon ve metafiziğe geçiş önem taşır. Felsefe Hegelci Fenomenoloji'nin son aşaması olarak, mutlak bilgiye işaret eder. Genel olarak felsefi düşünüş ve onun en olgun olan ifadesi Hegelci felsefeyle birlikte, sonsuz evrensel doğruluk ve sonlu belirlenimler arasındaki içsel ve derin diyalektik, tüm zenginliğiyle gün ışığına çıkmış olur. Hegel'in felsefesi idea, doğa ve tinin içsel ve zorunlu bir tarzda birbirine bağlandığı akılsal bir sistemin kavramsal dökümü olarak okunabilir. s. 139
Çok çağrışım yüklü ve farklı anlam katmanlarına sahip bir kavram olarak ‘tin’i tanımlamak zor bir görevdir. Kanımca ‘tin’ kısaca, insanın biliçli akılsal çabasıyla doğaya eklediği her şey olarak tanımlanabilir. Tin tüm kültür ve tarih alanıdır. Tin kültür biçimine dönüşmüş,
“Tanrısal olanı, sonsuzu bu dünyadan, algısal gerçeklikten, sonlu gerçeklikten öteye atan ve aşkın bir konumlanış içinde yorumlayan kendine özgü düalist dinsel bilinç, Reform hareketlerinden ve Ronesans’tan sonra aşılmaya başlanacaktır. Denilebilir ki nasıl Aristoteles Hocası Platon’dan farklı olarak ideal olanı, biçimlendirici formu algı dünyasına içkin görmüşse, Hegel de Protestan ruhlu bir Hıristiyanlıkla birlikte bu dünyaya daha içkin ve akılsal bir Tanrı imgesine yönelecektir. Daha dünyevi ve kapitalist mantaliteye uyumlu bir dinsel perspektiftir Protestanlık. Tanrı’nın algısal gerçeklikte, bu dünyada içkin akılsal bir hakikat olarak bu belirişi, bu dünya ve öte dünya arasında bölünmüş mutsuz bilincin aşılmasının ilk adımıdır. Bilinç kendi dünyevi gerçekliğine akılsal bir temelde sahip çıkar ve nesnelliği kendi öznelliğine uygun bir şekilde işler ve dönüştürür. Akıl ve akılsallık yalnızca öznel düşünmenin edimselliği için belirleyici biçim değildir, nesnel gerçekliğin varlığı ve hareketi için de belirleyici özsel biçimdir.” s. 133
İnsanın bireysel ve toplumsal düzlemde öte dünyacı bir anlayışla, radikal dinsel bir anlayışla bu dünyayı, maddi dünyayı keskin bir şekilde yargılaması, bu dünyanın insan tinselliği ve aklı açısından vazgeçilmez değerini yok edemez. İdeal ve maddi gerçeklik arasındaki bu bölünmüşlük, mutsuz bir bilince yol açar. İnsan dinsel inancı yoluyla Tanrı’ya yönelir ve ona kavuşma arzusuyla bu bölünmüşlüğü, eksikliği ve sonluluğu aşmaya çalışır. Ancak dünyevi olana, bu dünyaya yabancılaşmış bir bilinç mutsuz kalacaktır, çünkü insanın tinsel ve ideal varoluşu ancak maddi gerçeklikle birlikte kavranabilir, yüceltilebilir ve varolabilir. (...) Hegel, tanrısal ve akılsal olanı diyalektik bir perspektifle, maddi ve empirik gerçekliğin logosu, iç işleyiş mantığı olarak görür. İdeal doğruluk ve hakikat, maddi gerçekliğin ötesinde sınırlanmış ve göreli bir doğruluk ve hakikat değildir. Hegel için idea ve ideal doğruluk, göreli ve sonlu değil mutlak ve sonsuz doğruluktur. Göreli ve tikel olana aşkın bir mutlak, karşıtıyla sınırlanmış göreli ve tikel bir soyutlamadır. Mutlağın doğruluğu yalnızca göreli olanda içkin olmasıyla mümkündür. İdeal olan kendini maddi gerçeklikte, mutlak olan kendini göreli gerçeklikte dışavurup gerçekleştirebilir.” s. 132-133
Reklam
Efendi kendisini başkasına dayatarak tanıtan, köle ise kendi değerini ve özbilincini bir başkasında görendir. Benliğinin bedeni karşısındaki vazgeçilmez değerini ‘idealist’ bir tarzda takdir edemez köle. Köle teslim olandır. Kölelik, bireysel ve toplumsal öznellik bağlamında, özdeğer duygusunun bir yitimi, tinsel ve ideal olanın maddi gerçeklik ve bedensel yaşam karşısındaki yenilgisi olarak yorumlanabilir.” s. 127-128
“Varolan sonlu belirlenimleri, fiziksel gerçekliği anlaşılır bir bütünün parçası kılan ‘kuvvet’ ve ‘yasa’ gibi tüm ‘metafizik’ genelleme ve soyutlamalar, rasyonel ve ideal belirlenimler olarak insan tinselliğine ve bilincine aittirler. Kuşkusuz mutlak idealizm için bu onların yalnızca öznel bir doğruluk ve geçerlilikleri olduğu anlamına gelmez. Tam tersine özne henüz tam olarak bilincinde olmasa da, doğada egemen olduğu düşünülen kuvvetler ve yasalar, tümüyle öznel ve keyfi belirlenimler değildir. İdealizmin ruhuna da uygun olarak, rasyonel ve ideal belirlenimler, yalnızca epistemolojik değil ontolojik bir doğruluk ve geçerliliğe sahiptirler. Dahası kuvvet ve yasa gibi anlayış yetimizin duyulur-ötesi ya da meta-fizik kavramları, genel ve evrensel olarak görünür ve dışsal olmayan fakat duyulur ve maddi şeylerde görünür ve dışsal olan belirlenimler olarak, bilinç kavramına benzerler ve dolayısıyla bilincin kendisini nesne kılmasına ve özbilinç olmasına zemin hazırlarlar.” s.125
“Hegelci idealizm için duyulur-ötesi, yani metafizik belirlenimler, duyulur ya da fiziksel olmayan belirlenimlerdir. Hegelci diyalektik açısından metafizik ya da Türkçesiyle fizik-ötesi, fiziksel bir ötelik ya da ötekilik olamaz, çünkü bu durumda fizik-ötesi olamaz. Bütün fiziksel ötekilikler zaman ve makân bağlamında fiziksel gerçekliğe, Hegel’in ‘kötü sonsuzluk’ dediği sonsuz doğanın kendisine aittirler. Metafizik yalnızca düşünsel ve ideal bir belirlenim olarak kavranabilir ve varolabilir. Böylece mutlak ve sonsuz varlığı fiziksel bir belirlenimmişcesine imgelemeye, tasarımlamaya, zaman ve mekân içinde kurgulamaya dönük tüm metafizik ve dinsel düşünce, Hegelci mutlak idealizm açısından yeterince ‘idealist’ değildirler. Bu imgesel ve tasarımsal yönelim, sıradan sağduyuya oldukça egemendir ve sonsuz doğruluğun sonlu kılınması, tasarımsal bir içerik olarak ‘şeyleştirilmesi’ sakıncasını doğuracaktır.” s. 124-125
Özne ve öznellik kendi yalıtılmışlıkları içinde ve nesnel varoluşun direnci olmadan varolamaz ve düşünülemezler. Bu diyalektik bağlamda, öznel idealizm tek-yanlı ve soyut bir bakış-açısına işaret eder. Duyulur maddi gerçeklik ya da genel olarak doğa, bilinçli akılsal düşünüşün varlık zemini olarak, kaldırılarak-içerilmiştir. Ancak bu kaldırılarak-içerilmiş ve özümsenmiş dışsallık ve ötekilik zemininde özbilincin kapısına dayanabiliriz. s. 124
99 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.