Hegemonya, Post-Fordizm ve Küreselleşme Ekseninde Kapitalist Devlet

Bob Jessop

Featured Hegemonya, Post-Fordizm ve Küreselleşme Ekseninde Kapitalist Devlet Posts

You can find Featured Hegemonya, Post-Fordizm ve Küreselleşme Ekseninde Kapitalist Devlet books, featured Hegemonya, Post-Fordizm ve Küreselleşme Ekseninde Kapitalist Devlet quotes and quotes, featured Hegemonya, Post-Fordizm ve Küreselleşme Ekseninde Kapitalist Devlet authors, featured Hegemonya, Post-Fordizm ve Küreselleşme Ekseninde Kapitalist Devlet reviews and reviews on 1000Kitap.
Sovyet komünizminin çöküşü ve Soğuk Savaş'ın sona erişiyle, rakip dünya sistemleri olarak kapitalizm ve komünizm arasındaki mücadelenin yerini kapitalizmin rakip türleri arasındaki mücaddeye bıraktığı söylenir. Böylelikle ulusal devletler arasın­daki rekabet, askeri kaygılar yerine sivil ekonomik ve teknolo­jik meseleler lehine yeniden tanımlanır ve güvenlik söylemle­ri, çevresel riskler, sürdürülebilir kalkınma ve ulus-aşırı göç­men akınlarının kontrolü mevzularına odaklanır. Bu da, dış politikanın teknolojik, ekonomik ve ekolojik meselelere odak­lanmasında ve iç siyasetin birçok alanında dış işlerinin giderek daha çok göze çarpar hale gelmesinde yansımasını bulur.
Sayfa 388 - İletişim Yayınları.
...yönetişim. Bu kavram, hem toplumsal ilişkilerin koordinasyonunun sağlanmasının tüm biçimleri için kullanılan bir şemsiye kavram olarak ("dav­ranışların idaresi") hem de piyasa güçleri ve resmi hiyerarşi barındırmayan farklı eşgüdüm biçimlelerine gönderme yapan daha özgül (ama hala oldukça genel) bir terim olarak gittikçe popülerleşiyor. İktisadi analizciler genellikle, kavramın bu ikinci anlamına, yani ilişkisel sözleşme [relational contrac­ting] , "düzenlenmiş piyasalar"da grup girişimleri, klanlar, ağ­lar, iş veya ticaret birlikleri, stratejik ittifaklar ve çeşitli ulusla­rarası rejimler gibi ekonomik koordinasyonun yeni biçimleri­ne referans veriyorlar.
Sayfa 353 - İletişim Yayınları.
Reklam
...küreselleşme­ nin hem "zaman-uzay uzaklaşması"nı hem de "zaman-uzay sı­kışmasını" içerdiği söylenebilir. Zaman-uzay uzaklaşması top­lumsal ilişkileri gererek zaman ve uzay içinde yayılmalarını sağlamakta ve böylelikle toplumsal ilişkilerin daha uzun (ve çok uzak bir geleceği de kapsayan) zaman aralıklari, daha bü­yük mesafeler, daha büyük alanlar veya daha fazla sayıda faali­yet ölçeği üzerinden denetlenebilmelerini veya koordinasyon­larını olanaklı kılmaktadır. Bu bakımdan küreselleşme bir yan­dan değişik alanlardaki işbölümünün uzamsal menzilindeki genişlemede yansıyan uzamsal uzaklaşmadaki bu artıştan kay­naklanmakta, diğer yandan taşımacılık, iletişim, kumanda et­me, denetim ve istihbarat alanındaki yeni maddi ve toplumsal teknolojiler tarafından olanaklı kılınmaktadır. Bunların aksine zaman-uzay sıkışması gerçek zamanda "ayrık" olan olayların yoğunlaşmasını ve/veya belli bir mesafedeki maddi veya gay­rı maddi akışların süratinin artmasını içermektedir. Bu ise, kı­salan eylem müddetleri üzerinde daha kesin bir denetim kur­mayı olduğu kadar "zamanın uzay tarafından fethini" de mümkün kılan maddi ve toplumsal teknolojilerle bağlantılıdır. Zaman ve uzayı germe ve/veya sıkıştırma konusundaki kabili­yet farklılıkları, yükselmekte olan küresel düzendeki iktidar ve direnişin şekillenmesine yardımcı olurlar.
Sayfa 272 - İletişim Yayınları.
Marx'ın yüzyıl önce gördüğü gibi, tek bir "mevcut devlet" diye bir şey yoktur, sadece "mevcut devletlerin karmakarışık çeşitliliği" vardır (karş. Marx 1875). Kısaca, tek bir ulusal devlet çerçevesinde bile, muhtemel global stratejilerin çoğulluğundan sözetmek zorundayız - ki bunların niteliği, toplumsal sınırları, bütün­leştirici kapasiteleri ve dinamikleri, hangi (eğer varsa) global stratejinin hakim olacağına bağlı olarak farklılaşacaktır.
Sayfa 141 - İletişim Yayınları.
...otoriter devletçilik...siyasal demokra­si kurumlarının köklü bir biçimde zayıflaması ve 'formel' öz­gürlükler olarak adlandırılan şeylerin çok-yönlü bir biçimde zalimce iğdiş edilmesiyle birlikte, devlet kontrolünün sosyo­ ekonomik hayatın her alanı üzerinde yoğunlaştırılmasıdır"...otoriter devletçilik, yürütme aygıtına egemen devlet-partisine (ki bunun işlevi toplumdan devlete değil, dev­letten topluma bir aktarım kuşağı olarak hareket etmektir) ve yeni anti-demokratik ideolojiye geniş roller tanır. Bu, kitlele­rin zaten sınırlı olan siyasi karar alma sürecine katılımını daha da aşındırırken, parti-sisteminin organik işleyişini (çok partili sistemin olduğu yerlerde dahi) ciddi biçimde zayıflatır ve siyasal söylemin demokratik biçimlerinin canlılığını yok eder. Böylece, otoriter-devletçi biçimlerin toplumsal yaşamın tüm alanlarına müdahalesinin önündeki engellerin sayısı giderek azalır.
Sayfa 100 - İletişim Yayınları.
...hücre biyolojisinden sosyolojiye aktarılmış olan autopoietisist yaklaşım bütün (büyük) toplumsal alt-sistemlerin (örneğin hukuk, siyaset, ekonomi ve bilim) kendi kendine gönderme yapan, kendi kendini üreten ve kendi kendini düzenleyen sistemler olarak çalışabileceğini savunur. Kısaca, bu sistemler kendi sınırlarını söylemsel olarak kurarlar, kendi içsel işleyiş­leri için gerekli koşulları kendi kendilerine üretirler ve her­hangi bir dışsal mantığa göre değil, kendi modus operandi'lerine (ya da işleyiş mantıklarına) göre gelişirler.
Sayfa 16 - İletişim Yayınları.
Reklam
48 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.